Türkiye'nin ilk özel serbest bölgesinin, yani ESBAŞ'ın işleticisi olarak tanınan Kaya Tuncer'in aynı zamanda bir ABD vatandaşı olduğunu ve mühendislik, inşaat, gayrimenkul geliştirme ve yönetimi alanlarında 45 yıllık uluslararası deneyimi bulunduğunu daha önce yazmıştık. Bu bilgiye şimdi bir ilave daha yapalım: Kaya Bey San Francisco'daki Bechtel şirketi ve Los Angeles'daki Daniel, Mann, Johnson ve Mendenhall gibi büyük inşaat, mimarlık, mühendislik şirketlerinde önemli işlere imza atmış. Hatta Bechtel'in, Suudi Arabistan'ın Jubail şehrinde ve Kanada'nın James Körfezi'nde yaptığı mega-projelerin gerçekleşmesinde de büyük katkılar sağlamış.

Aynı Kaya Tuncer, şimdilerde toplu konut işi yapıyor. Bu kez Türkiye'de… Hem de İzmir'de…

Murat Demirer ve Eskidji de var

ESBAŞ'ın yan kuruluşu MOPSAN'ın proje sahibi olduğu toplu konutların yapımına başlanmış bile… Karşıyaka'da, daha doğrusu Evka-6'nın yanındaki 254 dönüm arazi üzerinde… Projedeki toplam konut sayısı 2770. İlk etapta 562 adedi satılacak.

Satılacak deyince… Konutların pazarlama işini, adının önemli müzayedelerle duyuran ve bir süre önce emlak sektörüne el atan ünlü Eskidji yapacakmış. Bizce önemli bir ayrıntı. Ama daha önemli bir bilgi verelim: Projenin yürütücüsü, bir zamanların ünlü inşaatçısı Murat Demirer. Ege Bölgesi Sanayi Odası'nda yönetim kurulu başkanlığı da yapan Murat Bey'in uzunca bir süredir sesi çıkmıyordu. Umarız bu proje, sıkıntılı bir süreç yaşayan Demirer için "yeniden doğuşun" müjdecisi olur.

Genel Koordinatörlüğünü Mecit Kanbertay'ın üstlendiği ESBAŞ evlerinin (adını bilmiyorum, sadece uydurdum) önemli bir özelliği de, tamamiyle elektronik bir alt yapıya sahip olması. Görüntülü telefonlar aracılığıyla kapılar, alışveriş yerleri izlenecek ve bu sayede güvenlik, en üst düzeyde tutulacakmış. (Projeden önce İzmir'deki insan ihtiyaçlarını inceleyen şirket, önceliğin güvenlik olduğunu öğrenince bu yönteme başvurmuş.)

4 tip evin yer aldığı projede ayrıca her daireye bir otopark düşecekmiş. Evlerin satışına ilişkin Eskidji'nin yürüteceği kampanya Bayram öncesinde başlayacakmış.

Neyse ya! Kaya Tuncer'in toplu konut işine girmesini anlatalım derken, nerelere geldik! Durduk yerde Eskidji'nin işine soyunmayalım. Sonra yanlış anlaşılır.

Eyvah kadınlar!

Devlet İstatistik Enstitüsü İzmir Bölge Müdürlüğü, çok önemli bir işe imzasını attı. Türkiye'nin ilk bölgesel izleme göstergelerini kitap yaparak… EBSO'nun da omuz verdiği bu çalışmada, İzmir'e ve Ege bölgesine ilişkin aklınıza gelebilecek her türlü göstergeye yer verilmiş. Üstelik kitapta, Türkiye verileri ile karşılaştırma olanağı sunuluyor. Nüfus hareketlerinden evlenme ve boşanmalara, son 50 yılın iklim koşullarından ihracata, intihar oranlarından yüksek öğretimdeki akademik personel sayısına, mahkemelerdeki iş durumundan tarıma, madenciliğe, turizme kadar herşey bu kitapta var.

İlgimi çektiği için söylüyorum, İzmir'deki kadın nüfus, erkek nüfusa göre daha hızlı artıyor. Haberiniz olsun! Ve (sözün erkek okuyucularıma) korkarım (!) bu yıldan itibaren nüfus içindeki erkek egemenliğini kaybedeceğiz. DİE'nin Bölgesel İzleme Göstergeleri kitabındaki yıl ortası nüfus tahminlerine göre, 2000 yılında 1 milyon 660 bin olan İzmir'deki kadın sayısı, bu yılın sonunda 1 milyon 825 bin olacak ki, bu bir dönüm noktası. Çünkü 2005 yılına kadar erkek nüfus hep önde gitmiş. Ama bu yıldan itibaren işin şekli değişiyor. Örneğin 2000 yılında 1 milyon 688 bin erkeğimiz varmış, bu kentte. Yani arada 28 bin kişilik bir fark söz konusu imiş, arslanlar gibi… Oysa 2005 sonunda tablo, 1000 kişiyle de olsa kadınların lehine dönüyor. Onlar 1 milyon 825 bin kişi, biz 1 milyon 824 bin… İşte bizim bittiğimiz an!

Aslında bunlar iyi günlerimiz (!)

DİE'nin hesaplamalarına göre, 2010 yılına geldiğimizde İzmir'deki kadın nüfusu 1 milyon 992 bine ulaşacak. Bizim 1 milyon 956 binlik nüfusumuza karşılık…

Peki aynı kaynağa bakalım bakalım, İzmir'deki erkek egemen toplumun huzur ve güvenliğine dinamit koyacak bu nüfus hareketi Ege ve Türkiye genelinde de var mı?

Yok valla!

Bu yıl sonu itibariyle 4 milyon 678 bin olarak tahmin edilen Ege'deki kadın nüfusu, 4 milyon 729 binlik erkek nüfus için bir tehdit (!) unsuru oluşturmuyor. Aynı durum 2010 yılı için de geçerli.

Türkiye genelinde ise 1 milyonluk erkek egemenliği sürüyor çok şükür!