Kurban ve Kadın
Yazar: Serap Dikmen Ahmetoğlu
Kurban Bayramı'nın yaklaştığı şu günlerde bir tartışma aldı başını gidiyor.
Kadınlar kurban kesebilir mi?
Diyanet fetvasını verdi, ama sokaktaki vatandaş hala tartışıyor.
Dün ulusal bir televizyon kanalının haber bülteninde izledim.
Erkek vatandaşımız, fetvayı da umursamıyor, kadının eli değdiyse yemem, diyor.
E be adam, sabahları kahvaltını, akşamına yemeğini kim yapıyor, çocuklarını kim yetiştiriyor?
Sen farkında değil misin? Senin doğduğun günden bu yana hayatının her alanına "kadın eli değiyor".
Değiyor da "adam gibi" yaşıyorsun şu dünyada.
Seni kim doğurdu, kim büyüttü? Bütün dünyanı hep "bir kadın" çevirmiyor mu?
Seni temiz gezdirip, karnını doyurmuyor mu? Arkanı toparlamıyor mu?
Suyunu onun elinden içmiyor musun? Hastalanınca sana bakmıyor mu? Bunlar uzayıp gider de web siteleri yetmez yazmaya.
Hadi bu erkek aklı, kadınlara ne demeli?
Aynı bültende bir teyzemiz ise beni çok yaralayan şu sözleri söylüyor:
"Biz kurban kesemeyiz. Yarım elmayız."
Ah teyzeciğim, senin beynine nasıl da güçlü kazınmış "ayıplı imalat" olduğun. Bunu senin kafana kazıyanlar korkmadılar mı, yarattığının eksikli olduğu savıyla Allah’ı gücendireceklerinden?
Sen "yarım elma" sın da erkek bütün elma mı teyzeciğim. O zaman hesapta bir yanlışlık oluyor. Bir "yarım elma" artıyor. Yoksa elmaları bölmüşler, her iki yarımı tam elmalara mı dağıtmışlar. Benim kafam karıştı.
Yok bu öğretilende bir yanlışlık var teyze. O hesap öyle değil.
Şimdi hayal et teyzeciğim. Kendini "adamının" hayatından çıkar bir bakalım. Hayal edebiliyor musun?
Karnını bile doyuramaz, senin ona sağladığın temiz ortamı bile sağlayamaz kendine. Kısa sürede perişan olur. Beylikten, insanlıktan çıkar.
Haksızlık mı ediyorum sence adamına. Meraklanma teyzeciğim. Onlar da gerçeklerin farkında, Allah göstermesin, sen yarın çekip gitsen adamının hayatından, bir aya kalmaz yenisini getirir. Bilirsin, mecbur. Kendine bakacak birisine ihtiyaç duyar. Doğduğu günden beri bir kadın bakar kendisine, başka bir yaşam biçimi de bilmez. O yüzden de kızmaz bu toplum dul adamın ikinci bir evlilik yapmasına. Ama bilirsin dul kadın için aynı anlayış geçerli değildir, o konu şimdi bizi başka boyutlara taşır. Girmeyelim.
Sen yarım elma olamazsın teyzeciğim, sen olsa olsa bütün bir elma olabilirsin.
Küçümsenip de itildiğin yerde bir bak kendine. Bütün ailenin hayat düzenini tek başına sen sağlıyorsun.
Diyeceksin ki, "E be kızım, adam da çalıştı, para kazandı. Eve ekmeği o getiriyor. Parasız saadet olmaz"
Haklısın teyze, adam dışarıda çalıştı para kazandı, ama sen de evde çalıştın. Adamının kazandığı paranın bereketli olmasını sağladın. Evde tarhananı, salçanı yaptın, israfa kaçmadın.
Sen evde yarattığın "katma değer"in piyasa fiyatının farkında mısın teyze? Bir çocuğun bakıcı, kreş masrafı ne kadar tutuyor haberin var mı? Gündeliğe gelen hanımlara bir gün için 40 YTL verildiğini biliyor muydun? Laf aramızda, senin bir günde yaptıklarını da yapmıyorlar vallahi.
Teyzeme üzüldüm, konu nerelere geldi.
Kurban bayramınızı şimdiden kutluyorum.
9 gün tatil yapabilecek şanslı kesime de iyi tatiller diliyorum.