kent

Elbin Ertunç Dinç

Okullarımız alarmsız kalmasın

Yazar: kent
Gazete ve televizyon haberlerinde okullarda yaşanan hırsızlık vakalarına sıkça rastlar olduk. Hırsızlığın iyisi kötüsü olmaz elbette; ama okullara dadanan bu hırsızlara ne demeli bilmiyorum. Ülkemizde eğitim - öğretime ayrılan bütçe belli. Kısıtlı olanaklarıyla eğitim öğretime devam eden bir çok okulda yaşanan hırsızlık olaylarını duydukça sinirlerim fena halde bozuluyor.

Veli veya hayırseverlerin desteği ile okullara bağışlanan bilgisayarlar, yazıcılar, fakslar hırsızların geçim kaynağı haline geldi. 10 Şubat günü benzer bir olay da Konak İş Eğitim Merkezi'nde yaşandı. Engelli birçok öğrencinin engellerini aştığı, ürettiği malzemelerle ailelerine ve kendilerine maddi kaynak yarattığı okulu hırsızlar bir yıl içinde üçüncü kez ziyaret ettiler.

Gitmeyenler, görmeyenler, bilmeyenler için anlatayım. 16 yaş üzeri engelli bireylerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda zihinsel ve bedensel kapasiteleri ölçüsünde yaşamlarını sürdürebilecekleri bir mesleğe kavuştukları bu okulda 153 zihinsel engelli öğrenci eğitim görüyor. Okulda görev yapan 17 değerli eğitimcinin desteği ile engellerini aşmak üzere mücadele eden öğrenciler, mucizeler yaratıyorlar.

Kurdukları marangozluk, boyama işleri, galoş üretim, mum imalat, montaj işleri, el sanatları, ev ekonomisi, ambalaj işleri ve sanat atölyeleri ile sipariş usulü çalışan öğrencilerin ürettikleri malzemeler, okul öncesi eğitim kurumlarının, ana okullarının, rehabilitasyon merkezlerinin ve hastanelerin ihtiyacına yanıt veriyor.

Bu okulun öğrenci ve öğretmenleri ile çalıştığım özel öğretim kurumumu öğrencilerinin düzenlediği yardım kampanyası sayesinde tanıştım. Okulumuz Tiyatro Kulübü ve Narlıdere Çocuk Tiyatrosu işbirliği ile sahnelenen oyundan elde edilen gelirle okula bilgisayar ve eğitim CD'leri satın alındı.

Aralık ayında teslim ettiğimiz yardım malzemelerini Konak İş Eğitim Merkezi öğrencileri, en fazla iki ay kullanabildiler. Şubat ayının ilk günlerinde okula ikinci ziyaretlerini gerçekleştiren hırsızlar, götürdüğümüz yardım malzemelerinin yanı sıra okulun birçok değerli eşyasını da çalmışlar. Okul müdiresi Pakize Hanım'ı geçmiş olsun demek için aradım. Yıllardır yaşadıkları bu sıkıntıya bir çare bulamadıklarından yakındı. Bir yıl içinde üçüncü kez soyulan, sonuncusunda işe yarayacak bir şey bulamayınca çocukların ürettikleri malzemelere zarar veren, camları kıran bu insanların yaptıklarına akıl sır ermiyor.

Aklımın ermediği bir nokta daha var: Okula hırsız girdiğini görüp 155 polis imdatı arayarak yardım isteyen mahalle muhtarının saat 18.30 sularında yaptığı yardım çağrısına yanıt, nasıl oluyor da ertesi günü sabah 7.00 sıralarında geliyor? Anlaşılan günleri, saatleri fena halde karıştıran memur kardeşlerimiz var. Kendimi iyi niyetli olmaya zorluyorum; ama hırsızlık olayları ile sınırlı değil okullarımızda yaşananlar. Okul başlarını tutan daha kaç çocuğu zehirleyebiliriz diye düşünen zehir tacirleri…

Bu tür olayları duyan kaç anne baba, çocuğunu gönül rahatlığı ile okula uğurlar? Okullarımızı ve çocuklarımızı hırsızlardan, uğursuzlardan, her türlü bağımlılık verici maddeye alıştırmaya çalışan pisliklerden uzak tutmanın yollarını tartışmalıyız.

Okullarımız için düzenlenen yardım kampanyalarının klişeleşmiş cümlesidir "Okullarımız…………..kalmasın." Söz konusu boşluğa okulların ihtiyacına göre kitapsız, kütüphanesiz, bilgisayarsız vs sözcükleri getirilir ve kampanya için önemli bir adım atılmış olur. Madem ki kampanyalar ihtiyaca yanıt vermek için düzenlenir. Şimdilerde okullarımızı hırsızların şerrinden korumak için "Okullar alarmsız kalmasın" kampanyası düzenlemenin tam zamanıdır.





Bu Kategorideki Diğer Haberler