Nerede o eski günler
Yazar: Nesrin Coşkun
Organ Nakli Merkezi, Tüp Bebek Merkezi, Ege Üniversitesi Hastanesi'nin ününü ne kadar artırdıysa, artırıyorsa Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'nin bu şöhrette payı var. Daha doğrusu payı vardı, demek gerek. Çünkü durum hiç de iç açıcı değil. Hastaların sıraya girdiği, randevu peşinde koştukları klinikte şimdi ara ki hasta bulasın. 1 Ocak-31 Aralık 1995 arası kalp ameliyatı sayısı 1200'lere ulaşan klinikte geçen yılın ameliyat bilançosu: 360. Nereden nereye...
Kliniğin 6 ameliyathanesi var, 13 respiratörlü yoğun bakım birimi hasta yokluğundan atıl çalışıyor. 12 öğretim üyesi, 12 asistan ise "tam donanımlı-tam kadro" hasta bekliyor. Hastaya şifanın yanında birinci görevi uzman olacak asistanlara eğitim vermek olan kliniğe maalesef paket anlaşmaya rağmen SSK'lı hasta gelmiyor. Neden gelmediklerini bilen yok, "hastaların özele sevk edildiği" konusunda şüpheler var. Karşı taraftakilerin bu duruma yorumu ise, "Üniversite eskiden rakipsizdi, şimdi özeller var, üstelik bu hastanelerde ameliyat yapan kalp cerrahların bir bölümü üniversiteden. Üniversite yıllarca SSK'lı hasta almadı, vatandaş yolunu unuttu, alternatif buldu. Özel de olduğu gibi üniversiteye gittiğinde de cebinden para çıkacağına inanıyor, gitmiyor" şeklinde.
Tablo bu. Hastaların bilmemesinden, hastanelerin anlaşmalı kurumlar listesinde göstermediğinden-göndermediğinden kaynaklanan bir durum olup olmadığını zaman bize gösterecek. Kimin haklı kimin haksız olduğunu da...
Emel Sayın katkısı
Spina Bifida Derneği, bu hastalığa dikkat çekmek için spot filmler hazırlıyor. Bu filmlerden birinde de geçen hafta İzmir'e gelen ünlü sanatçı Emel Sayın rol aldı. Princess Otel'de gerçekleşen çekimlerde ünlü sanatçı, anne adaylarını uyaracak. Planlı gebe kalmaları, gebelik öncesi bu hastalığı önleyici folik asit vitamini almalarını öğütleyecek.
Yanıt yetersiz
Bir soru önergesine verdiği yanıtta Sağlık Bakanı Recep Akdağ, ağız ve diş sağlığı hizmetlerinin kalite ve verimliliğinin artırılmasına yönelik iyileştirme çalışmalarına önem verdiklerini söylemiş. Diş sağlığı merkezlerinin sayısının son 3 yılda 14'ten 35'e yükseltildiğini, kurumlardaki diş ünite sayısının bin 564'ten 2 bin 584'e, hasta sayısının ise 5 milyon 521 bin 459'dan 10 milyon 745 bin 556'ya ulaştığını kaydetmiş. Akdağ, "Kamuda hizmet kapasitemiz ve kalitemizin artışı bu rakamlardan açıkça görülmektedir" demiş.
Bu katlanan sayılara nasıl ulaşıldı, acaba? SSK'dan devir tabelalar değişmiş olabilir mi? Yıllarca Sağlık Bakanlığı'nın yarısı kadar personel, yarısı kadar fiziki olanakla iki misli hizmet veren SSK'nın geçmişteki varlığını unutmak haksızlık olmaz mı?
Bakan Akdağ, bir de özele sevk durumuna açıklık getirmiş, aynı yanıtta. Resmi sağlık kurumunda herhangi bir sebeple tedaviye 90 gün içinde başlanamayacağının belirtilmesi halinde, hastaların serbest diş tabipliklerine ve özel sağlık kurumlarına sevk edildiklerini kaydetmiş. Bu zaten Emekli Sandığı, memur hastalara "yarı" açık bir kapıydı, bu olanaktan sağlık karnesinde SSK yazanların yararlanıp yararlanamayacağı açık değil. Yanıt kısır. İzmir Diş Hekimleri Odası (dolayısıyla Türk Diş Hekimleri Birliği) uzun süredir resmi hastaların muayenehanelerden hizmet alması için anlaşma yolları arıyor. Özele sevk varsa kimler, nasıl, hangi koşullarda... gibi sorular yanıtlansın, çünkü vatandaş sevk yok diye, dişhekimi muayenehanelerine cebini boşaltıyor ya da aylar sonraki randevularının gelmesini bekliyor.
Basın neye yarar
Sağlık Bakanlığı arka arkaya iki genelge yayınladı ve uygun olan hastanelerde branş nöbetlerine geçilmesini buyurdu. İzmir İl Sağlık Müdürlüğü de her zaman olduğu gibi iddiasını bu genelgede de gösterdi ve hedeflenen süreden bir ay önce uygulamaya geçti. Ama metropol ve metropol dışı acil sağlık hizmetlerinin sunumunda çok önemli olacak bu yeniliğin duyurulmasına aynı önem verilmedi. Ve "Bravo" denilmesi beklenen uygulamaya geçici ve sayılı gün de olsa "yerinden oynatılan"ların çığlığı geldi. Elbetteki her yeni uygulamanın getirdiği-götürdüğü şeyler olacak. Kimilerine dokunacak...
Ama amaç, niyet, gerek bilinirse -özellikle vatandaşlar tarafından- oluşabilecek aksaklıklara, eksikliklere hoşgörü mümkün olabilir. Eğer bu bilgilendirme yapılmıyor, ellerinin altındaki yazılı görsel basına rağmen duyurmuyorlarsa sağlık yöneticilerine de sonuçlarına katlanmak kalır...
Sağlığınızı düşünün
SPİNA BİFİDA NEDİR ? Spina Bifida, insanda omurgayı oluşturan kemiklerin omurgada bir boşluk veya açıklık oluşturacak şekilde gelişimlerini tamamlayamamalarıdır. Spina Bifida'nın 3 ana tipi vardır; Spina Bifida occulta (gizli). Bu Spina Bifida'nın oldukça sık görülen hafif bir formudur ve fiziksel sakatlığa çok nadir neden olur. Omurun gelişiminde hafif bir hata vardır. Spina Bifida occultası olanlarda; hatalı omurun olduğu bölgede küçük bir gamze veya bir saç-kıl demeti bulunabilir. Fakat birçok insan herhangi bir semptom göstermediğinden, bundan habersizdir.
Pek çok insanda Spina Bifida occulta vardır ve bunların büyük bir çoğunluğu hiçbir semptom ve problemle karşılaşmazlar. Spina Bifida occulta rutin kontroller veya bel ağrısı için çektirilen bir röntgen filmi ile tesadüfen tanınabilir.
Spina Bifida occultası olan kadınlar, hamile kalmaya karar verdiklerinde doğacak bebeklerinde Spina Bifida olma riskini azaltmak için daima yüksek dozda Folik Asid (bir çeşit B vitamini) almalıdır.
İstatistik
Ağzında henüz süt dişlerini taşıyan 6 yaş grubundaki her 100 çocuktan 83'ünün dişleri çürük.
12-13 yaşlarında her 100 çocuktan 81-84'nün dişleri çürük.
12 yaşında diş çürüğü nedeniyle kişi başına tedavi edilmesi gereken diş sayısı ortalaması 2.
Diş çürüğü oranı yaşla beraber hızla artıyor; 20-24 yaş grubunda 5.48, 25-29 yaş grubunda ise 7'yi buluyor. 30-34 yaş grubundaki her 100 kişiden ağzında çürük diş olmayan kişi sayısı sadece 3.
DERNEKLER
Spina Bifida Derneği :
Tel: (0232) 489 84 76-441 65 67
ÖZLÜ SÖZ
Düşünmek kolaydır, yapmak zordur. Dünyada en zor şey ise düşündüğünü yapmaktır. Goethe