Dev aynasını kırma zamanı

İzmir'de son bir hafta, ekmeğini taştan çıkaranların peş peşe ölümlerine tanıklık etmekle geçti.
Gazetelerde 3 sütuna 6 santim haberlerle, televizyonlarda 40-50 saniyelik notlarla geçiştirildi bu hayatlar.
Bazıları görmedi bile! Manşetten görenler de olmadı değil, hakkını verelim onların
Hafta başında Karşıyaka'da bir inşaatta çalışan henüz hayatının baharındaki (25 yaşındaki) işçi, alın teri döktüğü inşaattan düşerek öldü.
Umutları vardı.
"Önce iş güvenliği" levhaları, hikayeydi.
Tekstil işçilerini taşıyan servis midibüsü de, freni patlayınca; bir işyerine çarparak durabildi.
Sadece midibüs durmadı, yine 25 yaşındaki işçi Serap Akyol'un hayatı için son duraktı bu kaza.
Evlilik hazırlığındaydı İşçi Serap.
Otomatiğe bağlanmış gibi yaşıyordu; ya dikiş ya da ütü yaparak geçiriyordu tekstil atölyesinde "iş günleri"ni.
İdeali sıcacık bir yuva kurmaktı, tek sermayesi emeğiydi.
Alın teriyle düşlerini yoğurup, güzel bir gelecek hazırlığındaydı.
Kemiklerini ağrıtan bir yorgunlukta çıkıyordu her gün işten.
Tek mutluluğu evine ulaşıp dinlenmek, biraz da -vakit bulabilirse- kendi yuvasıyla ilgili düşler kurmaktı.
Sendikası yoktu Serap'ın, haklarını savunacak başka bir yolu da yoktu.
Sadece düşleri vardı, ama bunlar gerçeğe döşemedi.
Bir başka vahim olay, 54 yaşında hala ekmek derdinde olan taksi şoförü Mustafa Girgin'in "ekmek teknesi"nde öldürülmesiydi.
Anafartalar semtinde buldular, her gün titizlikle "sarıkız"ını.
Ama kan bulaşmıştı bu kez "sarı"ya.
Mustafa Girgin, Tilkilik'te eski kitaplar da satıyordu.
23 yılda katledilen 32'inci taksiciydi.
15 yaşındaki bir gencin cebinde 13 YTL olmadığı için tartışmıştı, bu onun sonu oldu.
Her taksici cinayetinden sonra konuşur tabii oda başkanları
İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Celil Anık da, konuştu:
"Güvenlik kabini şart"
Seçim öncesinde, şoför esnafının sigorta sorunun gidereceğini söyleyen Anık, bu konuda ne yaptı ki; bu cinayetten sonra temcit pilavı gibi sunulan "güvenlik kabini" -ki eski başkan da bunu söyler dururdu- dahiyane fikir olarak öne sürüyor!
- Celil Anık, yeni bir şeyler söyle artık.
- PAPAĞAN Başkan olma.
-"O şart, bu şart" deyip durma; bir şeyler yapmak için harekete geç!
***

Bu üç olay, aslında Türkiye'nin çoğunluğunu ilgilendirmesine rağmen; Cumhurbaşkanı'nın bile kulağını çekme ihtiyacı hissettiği bizim basın ne yapıyor?
Hanzade Doğan'ın Boyner ile evlenmesi ve üç çeşit davetiye bastırması önemli haber!
Hem de çoook!
ABD'deki sperm bankası "mevduatı"yla hamile kalan Leyla Kömürcü (kimse?), çok önemli bir gündem.
Neymiş efendim kimse inanmıyormuş hanımefendiye de açmış göbeğini göstermiş.
İyi ki basur falan değil, hak getire!
Emeğin değeri ve emekçinin hayatı bir tarafta; Türkiye'nin kokoşlarının hayatı bir tarafta.
Kendilerini dev aynasında görenler, Türkiye'nin gündemi olmayı sürdürecek:
Genç inşaat işçisi, Tekstilci Serap ve Şoför Mustafa Girgin zerre kadar önemli olmayacak.
Yuh olsun.
Bu dev aynasını, kırmak lazım.
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramınız Kutlu Olsun.
Hepinize iyi haftalar...