Kirazın dramı...
Yazar: Erdal İzgi
Sanayi geldi, 'Napolyon'u vurdu...
Dereler kirlendi, 'Salihli' acılaştı...
Çarpık imar başladı, 'Sapı kısa' azaldı...
Kuraklık baş gösterdi, 'Kırdar' dalda çiçek kaldı...
Sözde değil özde "destan" Kemalpaşa kirazı yol ayrımına geldi.
Ya var olacak...
Veya yok.
***
2006'da rekolte 56 bin 200 tondu.
2007 ürünü 2 bin 600 ton.
15 bin tonluk ihracat, bu yıl zar-zor 500 ton.
Ağaçta özlenen kırmızı, üreticinin içini kaplamış, kan ağlıyor.
Sadece; Bağ yurdu, Ören, Kızılca, Armutlu...
Nafakası kiraz 3 bin aile, şaşkın, çaresiz.
Ürün yok, geçim yok, keyif hepten yok.
Bölgeye aylar önce 'üs' kuran ihracatçı kayıp.
Bölgeye gelen tek yabancı; bankacı...
Kredi alacağının peşinde, haciz listesi elinde.
Ne yapmalı?
Kiraz bahçeleri "Afet bölgesi" olsun, üreticileri afetzede...
***
Bir tükenişin kurtuluş senaryosu maalesef böyle.
Oysa geriye dönüp baktığında;
Türkiye'nin en popüler tarımsal ihracat ürünü..
Dünya sofralarının ağız tadı..
Üreticisi, Avrupa Perakendecileri Birliği en iyi uygulayıcıları (EUREPGAP) belgeli,
Festivalinde, bakanı, vekili, valisi, reisinin nutuklar yağdırdığı..
Ulu Önder'imizin konaklayıp, kahvesini yudumladığı, isminin verildiği Kemalpaşa...
Şimdi, Kiraz üreticileri Birliği'nin bakanlığa başvurusuna özlemle yanıt bekliyor.
"Afet bölgesi" ilanını, bayram sevincine dönüştürmek istiyor.
Özür dileriz; Napolyon, Salihli, Sapı kısa, Kırdar ve diğerleri...
Bu utancın sahibi, 'afet' olan bizleriz.