kent

Ercan Sever

Denizcilerden, denizcilik arşivine özel katkı

Yazar: kent
Kıyılara yakın bölgelerde seyreden deniz taşıtlarına yardımcı olmak amacıyla, yine kıyılarda, sığ sularda ya da tepelerde inşa edilen aydınlatma araçları ile donatılmış ve çoğunlukla kule biçimindeki yapılar diye tanımlanıyor deniz fenerleri.

Deniz ile uzlaşamayan, denizi ve kültürünü içselleştiremeyen bir topluluk için deniz feneri ne ifade eder? Herhalde çok şey değil. Oysaki ne kadar giz ve gizem doludur deniz fenerleri. Batı edebiyatının sık kullandığı motif olarak deniz fenerleri ülkemizdeki sınırlı sayısı ile teknik işlevinin dışında çok derin anlamlar içermez. Edebiyatımızda geniş yer bulamadığı gibi genel olarak kültürümüzde çok belirgin bir imgeye sahip değildir. Örneğin kıyılarımıza özgü bir deniz feneri mimarisi ve ilk anda akla gelen prototip yoktur.

Balığa senede ancak birkaç defa sofrasında yer açan veya tarihi denizle yoğrulmuş kıyılarında dahi deniz ulaşımının kısıtlandığı veya olmadığı bir ülkede deniz fenerleri ile ilgili yoklar listesi uzayıp gidebilir.

Dönem dönem dünya denizlerinde batık araştırması yapan yabancı belgeselciler, kıyılarımız açıklarında araştırma yapsalar, herhalde en az 1000 yıllık Anadolu tarihimizin denize bakan yüzüne dair çok fazla bulgu çıkaramazlar. Öyle ya bazen 2500 yıllık bir Antik Ege batığından, o döneme ait birçok bilgiye ulaşılır. Bazı batıklarda yaşanan asayiş sorunları bile film tadında belgesellere konu olur. Kıyılarımız açıklarında Türklere ait batıklara ve o batıklardan yola çıkarılarak yapılan dönem analizlerine istisnalar dışında rastlamak, ulaşmak mümkün değil. Buradan şu iki farklı sonuç çıkabilir. Ya bizler tarih boyunca çok sağlam gemiler yaptık ve çok fazla batık bırakmadık denizlerimizde. Ya da deniz ve her boyutu ile denizlerimiz ile ilişkimiz hep bugünkü gibi sınırlı oldu.

Edebiyatı dahi ‘denizsiz' bir ülkede deniz ile ilgili yapılan her şey özel ilgiyi hak ediyor. Ticaretini deniz üzerinden yapan işadamları da bu özel ilgiye konu olması gereken kesimlerden… İşte bu özel topluluğun İzmir'deki örgütü Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi yine deniz ile ilgili özel emeğe konu olan bir çalışmayı bizler ile buluşturdu. Araştırmacı Vefa Toroslu'nun ; "Denizciye Göz Kırpan Sevdalar: Deniz Fenerleri" isimli eserini kitaplığımıza kazandıran Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi ve o'nun sıcak başkanı Geza Dologh özel bir teşekkürü hak ediyor. Yine Vefa Toroslu'nun kamerasından çekilen deniz feneri fotoğrafları ile zenginleştirilen eser, çok da derin olmayan deniz kültürü arşivimize samimi bir katkı oldu. Şükran duygularımızı vurgulamakla ile birlikte bir çağrıya satırlarımız aracılığı ile yer verelim. Başta Vefa Toroslu olmak üzere denize gönül ve ruhunu vermiş sınırlı sayıdaki araştırmacı ve yazara, ‘kaleminize sağlık ve kuvvet' temennilerimizi belirterek deniz ile profesyonel anlamda ilgilenen her kurum ve kişinin Anadolu denizciliğine ait literatüre katkılarını esirgememelerini diliyoruz.





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Hakkari şarapçılığı ve Asuri şarap kültürü

Akdeniz havzasında şarap ve şarapçılığın tarihiyle ilişkilendirilmeyen ulus veya uygarlık yok gibidir. Neredeyse bu coğrafyanın tüm ulusları şarapçılık tarihinin kendileriyle başla... Devamı

Tarihte Moğol Yağmacıların Yapamadığını Defineciler Yapıyor

Uygarlık tarihinin zengin coğrafyalarından birinin üzerinde yaşıyoruz. Onlar hatta yüzlerle ifade edilebilecek, toplum, ulus, uygarlık ve devletin yaşadığı, hüküm sürdüğü Anadolu co... Devamı

Anadolu tarihinde Süryani ve Ermeni kadınların türküleşen dramları

Türkü sevsin veya sevmesin herkesin duyduğunda mırıldanarak eşlik ettiği bazı türkülerin, popülaritesinin ötesinde derin anlamlar taşıdığını biliriz. Bireyin veya toplumun yaşadı�... Devamı

Sümer Türkmenleri, Akad Türkçesi, Türkler'in uzaylı ataları

Ulusçu fanatizm, dinci fanatizm ile aynı genlere ve karaktere sahiptir. Her iki akım da, akıl dışı savrulmalara açık, mistik, mitolojik ve ezoterik kurgular ile uygarlığa giydirilmeye çal... Devamı