kent

Agah Agamemnon

Ömür'ün "Şan"ı Kordon'un ahı!

Yazar: kent
Kordon İzmir'in öz değerlerinden biri.
Yıllar içinde kaç milyon kişi o güzelim kıyıda güneşi karşıladı, kaç milyon İzmirli o güneşi batırdı.
Taşlarıyla ünlüydü; o taşların üzerinde sek sek oynayanlarınız da vardır.
Yol yapılacak, trafiğe açılacak dendi; ama bugün yeşil dokusuyla; İzmir'in nefeslendiği bir yer oldu.
Çiğdem çitleyenlerinden restoranlara verecek parası olmayıp kıyıda bira içenlerine, sevgilisiyle kendini imbata bırakanlarına ve eski günlerine hatırlayan bizim kuşağımıza; Kordon'un hayıtımızdaki yeri büyük.
Ancak son zamanlarda bazı gazetelerde ve televizyon bültenlerinde dikkatimi çeken haberler oldu.
İşadamları, Kordon'da dernekleşmişler.
Özünde gerçekten gerekli ve çağdaş bir durum: Örgütlenmek…
Ama bu örgütlenmenin özünde "işadamı" çıkarları mı var yoksa "halkın yararı" mı; okuduğum haberler ve Kordon'da benim tanıdığım pek çok insanın yaşadıkları kafamı karıştırdı.
Torunlar, önceki günlerde Kantar Karakolu'nun yanı başındaki dinlenme alanlarında çay içmek istemişler.
Gelen ve giden vapurları karşıladıkları gibi güneşi de batırmışlar…
Ama hesap gelince, kendileri de batmışlar.
Yazdığım gibi, ince belli ve lezzeti bile tartışmalı Kordon Çayı, 1.5 YTL imiş.
Kordon kafeteryalarında çayın fiyatını hangi akla hizmet için 1.5 YTL yaparsın?
Ne hakla ve hangi yetkiyle?
Bu şehrin esnaf odası yok mudur, kahveciler odası yok mudur?
Fiyatı kimin belirlediğine ilişkin soruya; Kordon İşadamları Derneği yanıtı verilmiş.
Kahvenin patronu ise, aradan sıvışıp kaybolmuş.
Şimdi bu derneğin başında her iki lafının biri "Avrupai" olan, yakışıklı Ömür Şanlı diye bir genç var.
Ege TV'de de izledim, yeniden seçilmiş bu çocuk derneğin başına.
Bahsettiği en orijinal proje(!); Gündoğdu Meydanı'nı Kordon'da park sorunu yaşayan araç sahiplerine otopark haline çevirmek.
Pek çok belediye başkan adayının da çok önce telaffuz ettiği bir tramvay projesi var bir de
Vallahi alâ…
Ne yaratıcı!
Hatta dahiyane fikirler öyle!
Yakında belediye başkanlığı adaylığı konusunda da adı geçer genç Ömür'ün.
Resmen "Ömür" yani bu Ömür!
"Şan"ı ise, bu yazı sayesinde belki de ikiye katlanacak!!!
Ayıptır, günahtır.
İşyerine gelirken iki boyozuyla çay içmeye; işten çıktıktan sonra bir meşrubatla nefeslenmeye hakkı yok mudur şu İzmirlinin?
Vapur sesinin etkisinde dedikodu yapmaya, demlenmek için bir bira içmeye ya da?…
Kordon İşadamları Derneği'nin İzmirlinin bu hakkını gasp etmeye, kendisini Kordon'un ilk sahibi gibi görmeye ne hakkı var?
Seçkin insanların gelmesini sağlamak amacı güzel ama, dar gelirliye Kordon'u dar etmeye bu derneğin hakkı yok.
Benden genç Ömür'ü uyarması.
Yoksa halkını gözden çıkaran, Kordon'un nargilelerinden çıkan duman gibi havada dağılır gider.
Kordon'un ahı tutmaya görsün…
Hepinize iyi haftalar!...





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Hisarönü'nün güler yüzlü kumaşçısı: Cavit Kalankan

Hisarönü'nün unutulmaz kumaşçısı Cavit Kalankan, bir dönem İzmir sosyetesinin uğrak yeri Cavit Tuhafiye'nin kepengini 1963 yılında açmış. 1928 yılında İzmir'de doğan, çocukluğ... Devamı

Kemeraltı gibi renkli ve hareketli bir İzmirli: Şencan Fotocan

Yıl 1941. Kemeraltı'nda sayıları bir elin parmaklarını geçmeyecek fotoğrafçılardan biri olan Foto Can'ın önünde çekilmiş siyah beyaz bir fotoğraf. Askılı şortu, kısa beyaz çorapl... Devamı

Türkçe'yi ve Nazım'ı çok seven Rus Türkolog

Milliyet Gazetesi’nin 19.08.1965 tarihli sayısından “İzmir, Özel” mahreciyle yayınlanmış bir bir haber...  ”Fuar yarın açılıyor: Bu yılki fuarın parolası : Dünyada bar�... Devamı

Bir gazetecinin unutmaya kıyamadıkları

İzmir'de doğmuş, uzun süren meslek yaşamı boyunca önüne gelen tüm tekliflere karşın İzmir'den kopamamış bir meslek büyüğümüz, gazeteci Haluk Cansın ile söyleştik...  Hal... Devamı