kent

Münir Koçarslan

Yeter!

Yazar: kent
Biliyorsunuz, İzmir Büyükşehir Belediyesi, kuraklık riskine karşı, aylar önce üç baraj yapmak için kolları sıvıyor, hatta çırpınıyor. Ankara'a ise taş koyuyor, bir türlü izin vermiyor...

"Her ne hikmetse" diye düşünürken, insanın aklına ister istemez bir sürü senaryo geliyor.

En kuvvetlisi ise, "İzmir'i CHP'den almak için, planlanmış bir manevra yapılıyor."

Susuz bırak, yıprat...

Günler önce bunlar konuşulurken, belki de çoğumuz gibi ben de "hadi canım sen de" dedim, "Böyle şey olmaz..."

Taa ki Sayın Başbakanımız, Ankara'da orucunu, "İzmir'in suyu"yla açıncaya kadar.

Başbakan, Melih Gökçek'in iftar sofrasında öyle bir söz etmiş ki, inanamadım.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı'na yüklenerek diyor ki:

"Bir tane barajı ben bitirdim, diyebiliyor musun? DSİ baraj yapacak, sana verecek, onunla hava atacaksın."

Bu hangi bakışın ifadesidir...

Bizden olanlar, olmayanlar mı?

DSİ barajı kimin için yapacak?

AKP'li belediyeler için mi?

Kim susuzluk çekmeyecek?

AKP'ye oy verenler mi?

O kurumunun adı üstünde, Devlet Su İşleri..

AKP Su İşleri değil!

Bu ne cezalandırıcı ve baskıcı bir bakıştır?

Aba altından sopa mı gösteriyorsunuz?

"Verin oyu, alın suyu..."

Siz İzmir'in Başbakanı değil misiniz?

***

Daha Başbakan'ın şokunu atlatamadan, Çevre ve Orman Bakanı konuştu:

"İzmir bizim, canımız ciğerimiz. Belediye başkanı barajları yapamıyoruz, beceremiyonuz, desin. Biz yapalım. Bizim için çocuk oyuncağı."

Yani...

Diz çök, biat et...

Yazık, çok yazık...

Yakışıyor mu hiç?

En temel hak sudur... Çocuk oyuncağı değil bu...

O barajları sakın siz yapmayın, para da harcamayın Sayın Bakan... Sadece, yetkisi makamınızda olan izni verin, yeter!

Barajımı istiyorum ben.





Bu Kategorideki Diğer Haberler