kent

Ercan Sever

İzmir'de mülteciler için ölüm mevsimi başlıyor

Yazar: kent
Ege Denizi'nin uslu günleri sona eriyor. Kış geliyor, Ege suları hırçın ama daha az masum olacak. Çok değil bir kaç gün sonra haber merkezlerine şöyle haberler düşmeye başlayacak: Başaramayan kaçakların Ege Denizi'nde ölümle sonuçlanan yolculukları.

Önüne geçilmesi mümkün gibi görünmeyen ve belki de tüm yüzyıl boyunca hep artarak devam edecek insan sirkülasyonunda ara duraklardan biri İzmir olacak. Avrupa'ya giden yolun son durağı. Ama o durak sıkça rastladığımız şekilde Avrupa'ya değil ölüme açılıyor. Seferihisar'dan, Urla'dan, Foça'dan kalkan güvensiz tekneler kapasitesinin belki de on katı fazla yolcu ile yeni toplu ölümlerin mekanı olacak. İlkel tekneler, üzerindeki onlarca mülteci ile birlikte Ege sularını aşamayacaklar. Bangladeş'te, Afganistan'da, Irak'ta başlayan umuda yolculuk öyküleri Ege'de ölümle noktalanacak. Alıştık demeye dilim varmıyor ama galiba alışıyoruz. Ne kadar çok olursa olsun çift rakamlı ölümler bile ruhlarımızı sarsmıyor.

Yolum düştükçe adeta mülteci yerleşimi haline gelen Basmane sokaklarında gördüğüm mültecilere, bu noktadan baktıkça irkiliyorum. Basmane artık sadece kaçakların ara konaklama yeri değil, insan ticaretinin de kilit noktası haline geliyor. Karanlık yüzlerin acele ile arabalara, taksilere doluşturduğu insanlar; onları belki de ölüme taşıyacak teknelere doğru hareket ediyorlar. Özellikle gece saatlerinde rastladığımız bu görüntüler sıradanlaşıyor ne yazık ki.

Sorun İzmir'in veya İzmirliler'in çözebileceği boyutta değil. Doğu ülke ve toplumları sefaleti, Batı ülkeleri de refah ve özgürlüğü temsil ettiği sürece insan göçü devam edecek. Ancak bu trafiği ahlaksız göçmen ticaretine dönüştürenlerin önü mutlaka kesilmeli. Uygarlık ve güzellikleri ile anılan İzmir kıyı ve açıkları umuda koşan göçmelerin ölümleri ile anılmamalı.

Her yıl, özellikle de kış aylarında ölümle biten acı umut yolculuklarına sahne olan kentin sakinleri olarak; her ölümde en azından biraz burkulmayı, ruhlarımızın saygınlığı için ihmal etmeyelim.





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Hakkari şarapçılığı ve Asuri şarap kültürü

Akdeniz havzasında şarap ve şarapçılığın tarihiyle ilişkilendirilmeyen ulus veya uygarlık yok gibidir. Neredeyse bu coğrafyanın tüm ulusları şarapçılık tarihinin kendileriyle başla... Devamı

Tarihte Moğol Yağmacıların Yapamadığını Defineciler Yapıyor

Uygarlık tarihinin zengin coğrafyalarından birinin üzerinde yaşıyoruz. Onlar hatta yüzlerle ifade edilebilecek, toplum, ulus, uygarlık ve devletin yaşadığı, hüküm sürdüğü Anadolu co... Devamı

Anadolu tarihinde Süryani ve Ermeni kadınların türküleşen dramları

Türkü sevsin veya sevmesin herkesin duyduğunda mırıldanarak eşlik ettiği bazı türkülerin, popülaritesinin ötesinde derin anlamlar taşıdığını biliriz. Bireyin veya toplumun yaşadı�... Devamı

Sümer Türkmenleri, Akad Türkçesi, Türkler'in uzaylı ataları

Ulusçu fanatizm, dinci fanatizm ile aynı genlere ve karaktere sahiptir. Her iki akım da, akıl dışı savrulmalara açık, mistik, mitolojik ve ezoterik kurgular ile uygarlığa giydirilmeye çal... Devamı