İzmir'den caz rüzgarı geçti
İzmir'de oldubittiye getirilerek yıkılmış sayısız yapı vardır. Bu yapılar arasında en çok sözü edilenlerden biri de bir zamanlar şehrin en estetik yapılarından biri olarak gösterile... Devamı
2 Mart akşamı başlayan festivalde ilk konser öncesi sergi açılışları yaşandı. Artık gelenekselleşen ve bu yıl yedincisi düzenlenen Caz Afişi Yarışması afişleri ile Gisela Bullacher Fotoğraf Atölyesi sergileri konukların ilgisini çekti.
Gerçi AASSM'nin kendi internet sitesine böyle bir plan festivalden birkaç gün önce konmuştu. Ama çoğu kişi bundan habersiz olduklarından kaderlerine razı olmak zorunda kaldılar.
Bir sözüm de açılışın sunucusuna olacak. Sanat üretiminde katkı koymaya çok önem veririm. Ancak Devlet Tiyatrosu sanatçılarının konser, tören, açılış ve benzeri etkinliklerin sadece sunuculuğunu yapmalarını, o etkinliğe doğrudan başka katkıları yoksa oldum olası doğru bulmam. Sahne sanatçıları icracıdır.
Açılış konserinin solisti caz dünyasının güçlü seslerinden Dee Dee Bridgewater'du. On şarkılık enfes konserinde yorum gücü çarpıcı fiziği ve sahne sempatisi ile birleşince izleyenler doyumsuz anlar yaşadılar. Orkestranın ustalarının çalgı kullanma becerileriyle gırtlağını kullanarak yarışması ise müthişti. Nitekim ülkemizin en önemli caz trompetçisi Şenova Ülker'le girdiği düellovari atışmada bir ara öyle tiz bir trompet taklidi ses çıkardı ki, Ülker aynı sesi basamadı. Konser sonunda "bis" de yapan Bridgewater tüm salonu ayağa kaldırtarak kendisine eşlik eden İstanbul Superband'i alkışlattı. Aycan Tezel yönetimindeki orkestra yaygın deyimle gerçekten "tabanca gibi"ydi. Bridgewater'dan önce seyirciyi ısındırdıkları dört soluklu parçayı da kusursuz çaldılar.
Konsere bizim Sisam diye andığımız Samos adasından önemli konuklar da katıldı.
Yine söz gelmişken İKSEV'in artık yılan hikayesine dönen Müzik Müzesi ve Kütüphanesi işini de mutlu sona ulaştırmasını diliyorum. Bu müzeyi en çok destekleyen kişilerin başında gelen biri olarak bu güne kadar birçok yayında yazılarımla söz ettim, destek verdim. Ancak her nedense bu işte bir tıkanma ve takılma görülüyor. Restore edilen binanın İKSEV'e verilmesinin üzerinden iki yılı geride bıraktık. Ama her şey o günkü gibi duruyor. Hatta bina yavaş yavaş yıpranmaya başladı.
İKSEV'in web sayfasında bu oluşum ile ilgili dile getirdiklerini okudum. Açıklamalar hep "Kazandırmayı istemektedir", "Katkıda bulunmayı arzulamaktadır" gibi "Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan" bir ifade ile bitmiş. Çeyrek yüzyıla yakın bir zamandır Uluslararası İzmir Festivali gibi şehrimizin en önemli sanat organizasyonuna sponsor bulma başarısı gösteren İKSEV'in bu kadar önemli bir merkezi yaşama geçirmek için böylesine takılmasını başarılarıyla bağdaştırmıyorum... Haydi... Biraz gayret... Kazandırın İzmir'e ve ülkemize o müzeyi...İzmir'de oldubittiye getirilerek yıkılmış sayısız yapı vardır. Bu yapılar arasında en çok sözü edilenlerden biri de bir zamanlar şehrin en estetik yapılarından biri olarak gösterile... Devamı
İzmir, tarihi boyunca çelişkilerle dolu farklı bir şehir. Kısa zaman önce başladığım minik notlarla ilginç İzmir bilgilerini paylaşmayı Kent Yaşam'daki bu köşede de paylaşacağım.... Devamı
Yakın günlerden birinde bir dostun sosyal medyada paylaştığı fotoğrafların altındaki açıklamada, söz Basmane'deki ünlü Cihan Palas ya da diğer adıyla Emniyet Oteli'ne gelmiş ve yapı... Devamı