Metro değil santimetro
Yazar: Münir Koçarslan
Önce hakkını teslim edelim. Üçyol-Üçkuyular arasında metro yapmaya soyunmak her babayiğidin harcı değildi. Ama Aziz Kocaoğlu, "İzmir'i demirağlarla öreceğim" diye cesurca yola çıktı, başına çorap örmeyi bile göze aldı.
Aziz Bey, Yüksel Çakmur'un 1993 yılında tasarladığı o projeyi tozlu raflardan indirdi...
6 Haziran 2006'da, 5 bin 300 metrelik güzergah için düğmeye bastı.
Hesap şuydu:
Hat 660 günde bitecekti... 91 milyon liraya mal olacaktı.
Ve bu büyük bir iddiaydı.
Cünkü vaadedilen, "Türkiye'nin en kısa sürede ve en ucuza bitecek metrosu"ydu...
Ancak sürprizler, pürüzler çıktı.
Müteahhit firmayla sorunlar yaşandı, yeniden ihale yapıldı.
Çalışma takvimi uzakca uzadı...
Şimdiye kadar tam 1050 gün geçti.
"Bu iş ne zaman bitecek" sorusuna verilen cevaplar da "Muhtemelen... Ciddi bir aksilik olmazsa... Tasarlandığı gibi giderse... " sözlerie başlar oldu.
En iyimser tarih, "1 Ocak 2010 " diye ilan edildi.
Oysa planlar günde ortalama 8 metreden fazla tünel kazmak üzerineydi...
3 metre 9 santime düştü... Bir başka ifadeyle 309 santime...
Yani demem o ki, metroydu artık oldu, santimetro...
Üstelik "Hatay Caddesi'nde metro göçüğü: Yol 10 gün ulaşıma kapandı" haberleri de değerini yitirdi.
Çökmeler, göçmeler, öylesine kanıksandı ki, yerel gazetelerin birinci sayfalarında bile kibrit kutusu kadar yer bulur hale geldi.
"Hatamız, yanlışımız olmasın" diye, bu işlerin en yetkili ismiyle konuştum.
"Saklayacak, gizleyecek bir şeyimiz yok ama sen yine de adımı yazma" dedi. Sizin merak ettiklerinizi, ben de merak ediyordum. Sordum cevaplarını almaya çalıştım:
- Apartmanlar için ciddi bir risk var mı?
"Bunu en sona bırakalım" dedi, Deyim yerindeyse yeraltının röntgenini ortaya koydu:
"Biz, yerin 17 ile 20 metre altında tünel kazıyoruz. O bölgenin üstü eskiden tarlaymış. Her biri 5 - 10 metre derine inen, en az 10 kuyuyla karşılaştık. Doldurulmuş, sonra üzeri ötülmüş, asfaltla kapatılmış. Bazıları iş makinalarının sarsıntısıyla çöküyor.
Sadece bu değil.
Mesela, Hıfzıssıhha ile Poligon arasında, şu ana kadar 20 yeraltı dereceği bulduk.
Hala akıyor. Su, kanalizasyon kaçakları da zemini etkiliyor. Doğanın koşullarından kaynaklanan jeolojik hareketleri unutmayın. Zemini bir bölümü balçık, bir karış sonrası andezit (sert kayalık)...
Bunlar günün birinde, toprakta boşalmalara neden oluyor. Göçme olarak karşımıza çıkıyor.
Tüm bunları yerin altını deldikce görüyoruz.
Yani bin bir zorluk çekiyoruz. Kolay değil. Tehlike yaratmamak için kullandığımız yöntem ve teklonojiyle artık santim santim ilerler durum geldik.
- Peki, bunlar önceden tahmin edilemez miydi, bilinemez miydi?
Kimse, toprağın altında ne olduğunu önceden harfiyen kestiremez... Kaldı ki, tabiatı engelleyemezsiniz...
Belediye Meclisi kararıyla fay hattını öteye alabilir misiniz. ?
- Biz gelelim binalardaki riske...
Bir defa şunu söyleyeyim. Apartmanların altında çalışmıyoruz. Her iki taraftaki binaların betonarme izdüşümünden, caddenin altından ilerliyoruz. Bu nedenle önemli bir şey yok. 2 - 2. 5 milimetre kadar düşey bir çökme tespit ettik.
- Ciddi midir bu çökmeler?
Bu kadar hassas bir rakam, ölçüm hatası da olabilir. Yok bile varsayılabilir.
Biz yine de riski tamamen ortadan kaldırmak için projede bir değişiliklik yaptık.
Fahrettin Altay ve Poligon İstasyonu için tünel kazmayacağız. 125'er metreden toplam 250 metre "Aç-kapa" yapacağız. Yani toprağı üstten kazıp, rayları döşeyip beton tüneleri yapıp üzerini kapatacağız.
- O zaman tünel kazısı uzunluğu da 5 bin 300 metreden 5 bin 50 metrede düşecek... Peki, tüm bunlardan ötürü bizim metro pahalıya mı patlayacak?
Hayır, yine de ucuz... Bir kilometresi 27. 2 milyon liraya, eski hesapla 27. 2 trilyon liraya geliyor. İstanbul ve Ankara'ya göre dört misli ucuz...
***
Kısmetse metromuz 2009 sonunda bitecek.
İzmirliler Üçkuyular'dan Üçyol'a 9, Konak'a 12, Bornovaya da 27 dakika ulaşacak.
Her gün ortalama 180 bin kişi taşınacak.
Heyecanla bekliyoruz. (HT)