Vurun abalıya!..
Yazar: Barış Kudar
Şu gazetecilerin çektiği nedir kardeşim?..
Osmanlı döneminde jurnalci korkusu, padişahların sansür ve baskısı...
Hapse giren, suikastlara kurban giden, sürülen gazeteciler...
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra iktidarını korumak isteyen siyasi partilerin sansür uygulamaları, yönetime el koyan askeri yönetimler döneminde süren yasaklamalar, tutuklamalar...
Sonrasında "2.5 gazete kalacak" diyen devletin en üstündeki kişilerin ekonomik tehditleri...
Liberal Ekonominin en vahşisini seçerek uygulayan siyasi iktidarlar...
"Bizden olmayanlara" ekonomik baskı uygulayanlar...
Sonuçta dönüp bakıyorsunuz...
Basında ne olmuş diye...
2.5 gazete kalmış!..
Muhalif olanların büyük bölümü ya kapanmış ya el değiştirmiş... Ayakta kalabilen ve muhalefet edenler de yaşam savaşı verir duruma gelmiş...
Ha ne olmuş nüfus 50 milyondan 70 milyona çıkmış ama günlük gazete tirajları hemen hemen hiç değişmemiş:
3 milyonun biraz üzerinde kalmış...
Muhalif gazeteler her türlü baskı altına alındığından atak yapamamış...
Yandaş olanlar ya da ortada kalanlar ise başka işlerden para kazandıkları için, gazetecilik yapmadıklarından bir arpa boyu yol almamışlar...
Teknoloji yatırımı yapacağız diye ucuz eleman çalıştırma politikası yaygınlaşmış... Araştırmacı, inceleme yapan gazeteci kalmamış... Kimi, kim vurduya gitmiş (Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı vb gibi) kiminin işi elinden alınmış... (Emin Çölaşan vb gibi)
Tüm bunların suçunu kimde arayacağız?..
Bir "Açılım" lafı tutturuldu gidiyor... (Kürt, Ermeni, Demokrasi vb gibi) Ama açılım yapılmadığı için ve kamuoyunda tepkilere yol açtığı için gündem değiştirilmeye çalışılıyor.
Ulusal basında son yaşanan olaya bir bakın...
"Maliye Bakanlığı, Doğan Yayın Holding’e bağlı şirketlerin hisse değişim işlemlerini, muafiyetleri tümüyle hiçe sayarak, ortada alım satım varmış gibi değerlendirerek, 3.8 milyar lirayı bulan Maliye tarihinde görülmemiş yeni bir vergi cezası yazdı."
Ben Maliyeci değilim... Vergi kontrolörü hiç değilim...
Verilen ceza haklıdır haksızdır bunun tartışmasını da yapmayacağım...
Ama aşağıdaki tepkilere ve haberlere bir bakar mısınız ne diyorlar?:
İngiltere merkezli uluslararası haber ajansı Reuters, Doğan Yayın Holding’e 3.8 milyar liralık vergi cezasını, "Türk Hükümeti Doğan Medya Grubu’nu vergi cezasıyla vuruyor" başlığıyla dünyaya duyurdu.
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) basın özgürlüğü sözcüsü Anthony Mills, Türkiye’deki basın özgürlüğüyle ilgili kaygıların bulunduğunu belirterek, "Mevcut koşullar göz önünde bulundurulduğunda bu ceza endişe yaratıyor. Ceza, Türkiye’de basın özgürlüğüyle ilgili endişelerin yoğun olduğu bir döneme denk geldi" dedi.
CHP Lideri Deniz Baykal, Doğan Medya Grubu'na uygulanan görülmemiş cezanın büyük bir zulüm olduğunu söyledi. Baykal devam ediyor:
"Milyarlarca dolarlık bir ceza uygulaması hiçbir tedbir anlayışına uygun değildir. Bu gidiş gidiş değildir, herkesi tutsak alma ve yıldırma çabasıdır."
Bunlar tepkilerin bir bölümü...
Yine hükümet bu girişimi üzerine almayacak... "Maliye’nin icraatıdır" diyecektir...
Şimdi yeniden yüreklere korku salınmıştır...
Tüm işlemleri doğru olan ancak biraz muhalefet yapan gazetelere gözdağı verilmiştir...
Aralarında kendilerinden emin olanlar muhalefetlerini sürdüreceklerdir.
Ortalıktaki dedikodulara göre Aydın Doğan’a bir tasfiye listesi verilmiş... Listede kimler mi varmış?:
Bekir Coşkun, Melih Aşık, Mustafa Mutlu, Yılmaz Özdil ve Yalçın Bayer...
İlk fire de Bekir Coşkun olmuş. Coşkun istifasını vermiş ve yakında Haber Türk'te başlayacakmış...
Gördüğünüz gibi baskılar bir yerde yargıya da taşınsa sonuçlarını vermeye de başlamış...
O yüzden "Vurun abalıya" misali... Olan düşüncelerini özgürce yazanlara oluyor...