Bir kentin iddiaları ile insanlığa sağladığı katkı arasında doğrudan bir bağ olduğunu düşünürüm. Peki, felsefenin ve belki de tarih biliminin doğduğu İzmir, bugün, dünkü iddialarının neresinde?
Vereceğimiz yanıtın bu kente inanan ve gönül verenler için çok da duymak istenilen şeyler olmadığını biliyoruz. Dün bu kentin binalarında ve sokaklarında uygarlık örgüleyenlerin iddialarını, bugünün İzmirlilerinin paylaştığını söylemek mümkün mü? Günün ideolojik tercihlerinden yarına kalacak bir kentsel iddia çıkar mı?
İzmire eski Mısırlı mühendislerin ruhu gerek
Antik Mısırın piramitlerini, güneş tapınaklarını inşa ettiren firavunlar ve inşa eden mühendisler, binlerce yıl, bir önceki kuşak yönetici ve meslektaşlarının önüne geçmek istedi. Bugün dünya harikalarının başında gelen antik Mısır yapıları işte böyle bir kentsel rekabetin ve iddianın ürünüydüler. Eğer antik Mısır mühendisleri iddia sahibi olmasaydılar bugün heybeti ile tarihe meydan okumaya devam eden piramitler, güneş tapınakları olur muydu?
Egenin her yerinden basit bir kazı ile gün ile buluşan tarihi yapılar ve ruhları da böylesi bir iddianın ürünüydüler. Her gün önünden geçtiğimiz agora bir pazar yerinden fazlasıdır. Metropolis, Sard, Clazomenai, Pagos, Nysa, Efes ve benzeri kentler, hikayelerini dolu dolu yaşayarak bugün belleklerimizdeki saygın yerlerini hak ettiler.
Peki biz bugünün İzmirlilerinin yarına bırakacağı kentsel iddiaları ve bunların ete kemiğe bürünmüş yapılaşmış örnekleri var mı? Piyasa ekonomisinin mabedi alışveriş merkezleri, ruhsuz binalar, endüstri ürünü özensiz ibadethaneler yarının İzmirlileri için ne ifade eder hiç düşündük mü? Yarın, bugünü konuşacak İzmirliler, hangi kentsel özellik ve yapımızdan bahsedecekler.
Sanırım İzmiri yönetenler, yönlendirenler, İzmirdeki siyasal tercihlerin, gelecek on ve yüzyılarda da konuşulacağını sanıyor. Bugün ülke çapında İzmir hangi özelliği ile ön plana çıkıyor. Elbetteki siyasal tercihi ile. Bu anlaşılabilir ama İzmirin kentsel derinliği ve altyapısı ile gündemde olması gerekmiyor mu? Efese, Metropolise can verenlerin siyasal tercihlerini bugün kim biliyor? Agorayı yapan ve yaptıranların politik duruşu hakkında fikir sahibi olan var mı? Aya Vuklayı, Hisar Camisini yapanların ordu-siyaset ilişkisine yaklaşımı nedir, anlatacak var mı?
Bu soruların yanıtları doğal olarak hayır. Bahsedilen bu konuları hafife almak gibi bir niyet elbette olamaz. Sadece ideolojik tercihlerin getirdiği popülaritenin doğurduğu konfor ve onun meydana getirdiği atalet "çağı ıskalamamıza neden olmamalıdır"a vurgu yapmak istiyorum.