Manhattan ağzı ile ekonomi haberciliği

Ekonomi, gazeteciliğin, yayıncılığın gözdesi haline geldikçe ihtisas alanı olarak diğer dalların önüne geçti. Ekonomi yayınlarının sayısı neredeyse diğer ihtisas yayınlarının toplam sayısına ulaştı. Genel amaçlı mecralarda ise ekonomi yine öncelik konusu oldu. Ekonomi ile ilgili olsun olmasın tüm haber kanallarında ekranın altından üstünden bant halinde kesintisiz ekonomik veriler geçiyor. Sanırsınız ki her an Dow Jones indeksindeki, Daxtaki fiyatları takip ediyoruz. Londra Borsası'nda altının onsunu ve brent petrolünün varil hesabını yapıyoruz. Türk ekonomisi, dünya ekonomisinin parçası o nedenler dünya genelindeki piyasa hareketlerinden herkesin haberi olmalı gerekçesine karşılık; "İyi, tamam da günün her anını bu verileri gözümüze sokarcasına ve tek düşüncemiz buymuşcasına lanse etmek normal mi?" karşılığını verebiliriz.

Ekonomi denen şey içinde insan olmayan rakamlar manzumesi midir? Sokaktakiler bu verilerin neresinde? Aslında sokaktaki insan bu verilerin acıttığı yerde, tam da nirengi noktasında. Ancak bu verileri haberleştirenlerin ve mecralarının, ilgi alanı dışında. O haber mecralarında insan yok, emek yok, çiftçi yok, küçük esnaf yok

Kentyaşamdaki köşe komşum Saadet Erciyasın bankalarda yaşanan dramları konu ettiği; Yeni bir kampanyaya ihtiyaç var" başlıklı yazısı o kadar sahici ki, adım atacağınız herhangi bir bankada bir örneğine tanık olmak işten bile değil. Süslü terminolojiye, rakamlara boğulmadan yaşanan ekonomik sorunlar ancak bu kadar basit ve net dile getirilebilirdi. Sayısı her geçen gün artan ve birbirinden alımlı genç bayanların sunduğu o havalı haber ve ekonomi kanallarında birkaç cümle ile geçiştirilen soğuk gerçek Saadet Erciyasın basit ifadelerinde derin anlamlar ile buluştu.

Onca lügat paralamalarına, Harward, Manhattan ağzı ile ifadelerinizle yansıtamadığınızı Saadet Erciyasın yalın ifadelerine konu olan insan manzaraları anlattı. ABDde, Avrupada öğrendiğiniz güzel İngilizce'nize, ekonomistleri kıskandıracak konu hakimiyetine rağmen size önce habercilikten sonra ise insanlıktan koca bir sıfır.

Citroen C3 haberciliği

Gazetelerin içinde insan olmayan ekonomi sayfalarında insandan sakınılan ilgi reklamveren şirketlere cömertçe sunuluyor. Geçtiğimiz günlerde Türkiyede satışa sunlulan Cîtroen C3 modeli araçlar bazı gazetelerde tam sayfa görülmüştü. Ekonomiye iki sayfasını tahsis eden ulusal gazete bir tam sayfasını bu habere ayırmıştı. İşsizliğin yakıp geçtiği, mahkeme salonlarının iflas ve boşanma davaları ile dolup boşaldığı, bankalarda Saadet Erciyasın kaleme aldığı gibi hüzünlü insan manzaralarının eksik olmadığı yerde bir aracın piyasaya çıkan bir modeline tam sayfa ayırmak en hafif ifadesi ile ayıp oldu. O sayfayı gazetecilik adına milyonların ilgisine sunan yazıişlerine buradan soruyorum; Bırakın insan unsurunu, habercilik adına doğrusu bu muydu? vicdanen rahat mısınız arkadaşlar?...