kent

Fergül Yücel

Yetmez ama yan cebime koy

Yazar: kent
“...akıl ve mantık dışı, insaf ölçülerini yitirmiş ret cephesine karşı halkın hangi oranda olursa olsun referandumda çoğunlukla evet demesi toplumsal demokratik bilincinin de ne kadar yükselmiş olduğunun yalın göstergesi olacak.”

“...muhalefet halkı kandırmak üzere yalana dayalı şiddetli bir 'hayır' kampanyası götürecek.”
“Değişiklik paketini 12 Eylül Anayasası gibi göstermek demogojilerin en büyüğü. Burada ne vicdan, ne adalet ne de insaf ölçüsü var. Değişikliği halka böyle takdim etmek için ölçüsüz bir akıl tutulması içinde olmak gerekir.”
“Kuşkusuz en büyük sorumluluk AK Parti hükümetine düşmekte. Referandum öncesinde, hükümet Kürt meselesinin çözümünde madem ki 'demokratik açılım bitmedi' diyor, bunu göstermelidir ve askerî operasyonlar en azından hafifletilmelidir.”

Bu satırları yazan, sahiplenen, destekleyen bu tür “solcu” zihniyet beni cidden korkutuyor.
Sırtını AKP gibi dinci ve tutucu sağ bir partiye dayamış, devletin her kademesinde ve kurumunda tek başına otokratik yönetimini köklendiren “iktidar”a destek vermeyi demokrasi mücadelesi sayan sol, sosyalist (ve bir önceki hayatında komünist olan) bir zihniyetin bu politik tutumu beni korkutuyor.
AKP’nin muhalifi olan partileri veya hareketleri kendi muhalifleri olarak görüp, demokratik bilincin yükselmesinin ölçütünü de AKP’nin önümüze koyduğu “referanduma evet”e indirgeyen bu tür “sol”cu zihniyete nasıl güveneyim?
Hayır, ama beni asıl korkutan bu tür “solcu” zihniyet!
Benim asıl korkum içimizdeki bu cellatlar.
Korkum, bizim hayallerimizi çalıp, özgürlük, demokrasi ve barış şiarlarımızın içini oyup sadaka dağıtır gibi bize kakalamaya çalışan AKP’ye koltuk değneği olan “sol” destekçiler.
“Yetmez ama yan cebime koy”culardan kendimizi korumalıyız bu dönemde.
Parti parti değil, alayının defteri dürülecek günler gelecek elbet;

...Ve kederli nehir yollarının
Sürülmüş toprağın ve şehirlerin bahtı
bir şafak vakti değişmiş olur
Bir şafak vakti karanlığın kenarından
Onlar ki ağır ve nasırlı ellerini
toprağa basıp
doğruldukları zaman.

Nazım Hikmet





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Bizim Radyo'nun cızırtısı

Televizyonumuz yoktu bizim, annemlere gittiğimizde tek yayın kanalı TRT’de "Tatlı Cadı"lı, "Dallas"lı, JR'lı dizileri ve yayın kesildiğinde de "necefli maşrapa" fotoğrafını izlerdik! ... Devamı

Roz

Etchingham Park festival alanı gibi cıvıl cıvıl insan kaynıyordu. Londra'nın nadir görülen sıcak, yağmursuz gününü kaçırmak istemeyen her milletten insan bebesini, çocuğunu kapıp d... Devamı

Nesne kişilikler, imaj hayatlar

Yalan bir dünyada yalanlarla yaşıyoruz. Kendi uydurduğumuz yalanı önce kendimize kabul ettiriyoruz ‘işin doğrusu bu’ diyerek. Yalanlarla kurguladığımız hayatı doğru-muş gibi yaşı... Devamı

Ortada kuyu var yandan geç

Bizim sol cenahta kısmen yasaklı konulardır insanların dini inançlarını merak etmek, konuşmak. Bilmek istememek iyi midir kötü müdür bilmiyorum. Ama birileri rahatça ibadetini yaparken, ... Devamı

Londra’da Bizim'Kiler

Şahsen tanıdığım yazarların kitaplarını elimden geldiğince, mümkün mertebe bulup buluşturup okumaya çalışırım. Okumadıysam karşılaştığımızda sanki hep “Benim kitabımı oku... Devamı