kent

Ercan Sever

Atlanta'da konut 40 bin Balçova'da 400 bin dolar

Yazar: kent
Basın danışmanlığını yaptığım İzmir Genç İş Adamları Derneği’nin geçtiğimiz günlerde ABD’nin Atlanta kentinden konukları vardı. Bu kentte faaliyet gösteren Türk-Amerikan Ticaret Konseyi yetkilileri iş adamlarına yaptıkları sunumda İzmir ve Atlanta kenti arasındaki potansiyel iş alanları hakkında bilgiler verdiler.

Atlanta ile ilgili ekonomik, sosyal verilerin de anlatıldığı toplantıda; 5 milyon nüfusa sahip kentin ticaret hacminin İstanbul’un neredeyse iki katı olduğu vurgulandı. Konuk heyetin paylaştığı veriler arasında bir nokta oldukça çarpıcıydı. Dünya devi markalara ev sahipliği yapan kentte konut fiyatlarının ortalama 30 ile 50 bin dolar arasında değiştiği belirtildi. Bu rakamlar dünya devi markaların olmadığı güzel İzmir’deki konut fiyatlarının neredeyse 10’da biri oranındaydı.

Bu çelişkiyi paylaştığım birkaç inşaat firma yetkilisi durumu çok doğal karşıladı. Aslında doğal olanı yüzde 300-500 kar marjları ile satılan konutların, alıcılarının büyük bir yanıltma ile karşı karşıya olduğunun kabul edilmesiydi. Öyle ya, atık suların dahi ayrıştırılarak tasfiye edildiği altyapıya sahip Atlanta’daki konut fiyatları, atık sularını tasfiye edemeyen İzmir’in varoşlarındaki konut fiyatları ile neredeyse aynıydı.

Bizdeki konut fiyatlarını bu kadar tırmandıran şey ne? Mantık dışı arsa fiyatları ve astronomik kar hırsı olabilir, ama açıklamak için yeterli değil. “Geri kalmışlığın bununla ilgisi olmalı” diye düşünmeden edemiyor insan.

Dünyanın en pahalı arsa ve gayrimenkullerin Senegal’in başkent Dakar’da olduğunu duymuştum. Yine birçok Afrika metropolünde gayrimenkul fiyatlarının, Avrupa başkentlerinin çok üzerinde olması bu tezi güçlendiriyor. Fakir toplumların toprağa, gayrimenkule bakışı ihtiyaç ve ekonomi ile açıklanamayacak kadar psikolojik temellere dayanıyor.

“Almancı” diye anılan yurt dışındaki işçilerin birikimlerini yoğun olarak İzmir’e, özellikle de gayrimenkul alımlarına kanalize ettiği 1980’li yıllar yap-satçı müteahhitliği zirveye taşıdı. Özensiz 8-10 daire yapan bir müteahhit buradan elde ettiği kar ile neredeyse tüm yaşamını idame ettirecek gelire ulaşıyordu. Üstelik eğitim ve büyük sermayeler gerektirmeyen bu işin riski de yok denecek kadar azdı.

Yap-sat müteahhitliği belki 1980’lerdeki gibi kazançlı değil ama başta tekstilciler olmak üzere sektörlerinde umduğunu bulmayanlar, daha garantili yatırım alanı olarak gördükleri müteahhitliğe soyunuyorlar. Bir çok sektörü kıskandıran kar marjları inşaat müteahhitliğini cazip kılıyor. Bizler sorgulamadan servetlerimizi, daha doğrusu ömrümüzden yılları, değerlerinin çok üzerinde fiyata satılan konutlara feda ettiğimiz müddetçe İzmir’deki konut fiyatları değil Atlanta’yı, Londra’yı da New York’u da geçer.





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Hakkari şarapçılığı ve Asuri şarap kültürü

Akdeniz havzasında şarap ve şarapçılığın tarihiyle ilişkilendirilmeyen ulus veya uygarlık yok gibidir. Neredeyse bu coğrafyanın tüm ulusları şarapçılık tarihinin kendileriyle başla... Devamı

Tarihte Moğol Yağmacıların Yapamadığını Defineciler Yapıyor

Uygarlık tarihinin zengin coğrafyalarından birinin üzerinde yaşıyoruz. Onlar hatta yüzlerle ifade edilebilecek, toplum, ulus, uygarlık ve devletin yaşadığı, hüküm sürdüğü Anadolu co... Devamı

Anadolu tarihinde Süryani ve Ermeni kadınların türküleşen dramları

Türkü sevsin veya sevmesin herkesin duyduğunda mırıldanarak eşlik ettiği bazı türkülerin, popülaritesinin ötesinde derin anlamlar taşıdığını biliriz. Bireyin veya toplumun yaşadı�... Devamı

Sümer Türkmenleri, Akad Türkçesi, Türkler'in uzaylı ataları

Ulusçu fanatizm, dinci fanatizm ile aynı genlere ve karaktere sahiptir. Her iki akım da, akıl dışı savrulmalara açık, mistik, mitolojik ve ezoterik kurgular ile uygarlığa giydirilmeye çal... Devamı