Dünyanın en güzel şehrinde yaşadığımızı düşünüyorum. Bu şehrin başkanının da gerek dürüstlüğü ve gerekse çalışkanlığı ile hemen her İzmirli'nin takdirini topladığına inanıyorum.
Zaman zaman belediye hizmetlerinden hoşnut olmadığımız, yetersiz bulduğumuz ve eleştirdiğimiz dönemler olsa da ben, gerek başkandan ve gerekse sunduğu ve sunmayı planladığı hizmetlerden memnunum.
Doğayı sevmesi, yeşile önem vermesi, açık olması, kentlinin fikrine değer vermesi, halkın arasında yeralmasını seviyorum.
Seviyorum: Havagazı fabrikasını, doğal yaşam parkını, Menemen'den Adnan Menderes Havalimanı'na kadar devam eden tren hattını, Bayraklı sahilindeki yeşil alanı, Kadifekale'nin yeşermeye başlayan sırtlarını, süt üreticisine sahip çıkmasını, çiçek yetiştirenlere destek olmasını, fuar alanında daha fazla ağaç, daha fazla yeşil alan yapılmasını...
Geçtiğimiz günlerde bir günlük ziyaret için İstanbul'a gittim. Maslak, Levent, 4. Levent. Aniden bastıran yağmurla İstanbul "afet" alanına döndü. Yollar tıkandı. Trafik felç oldu. Metro istasyonunu su bastı. İnsanlar perişan oldu.
Ertesi gün aynı manzarayı gelişmiş, tüm alt yapı sorunlarını çözdüğü söylenen Ankarada gördük. 70 günde bitirilen alt geçit, su birikintisi nedeniyle basit bir yağmurla birlikte geçit veremez hale geldi. Çamur deryası içinde kalan Ankara, İzmirin köy olduğunu düşünen dostlar için örnek bir şehir olabilir mi? 
Bir haftadır şehrimizde şöyle bir entellektüel hava esiyor: 
"-İzmir artık köy olmaktan kurtulmalı. Bakın İstanbul'a, Ankaraya, Konya'ya. Neden İzmir böyle kaldı. Biz bunu hak etmiyoruz..."
Sevgili dostlar, EXPO adaylığının tam da bu süreçte önümüze konulması bana manidar geliyor. Önce, İzmir gerçek bir köydür söylemi. Pis kokuyor. Burnu sümüklü. Suyunu bile biz verdik... 
Sonra da EXPO adaylığı.
Ben, betondan alt geçitler, üst geçitler istemiyorum. Kentin silüetinin bozulmasını kabul etmiyorum. AVM'lerden oluşan, kimliksiz bir ortadoğu şehrinde yaşamak istemiyorum. İzmir'in doğal kalmasını, yeşilinin artmasını istiyorum. Selde, depremde yerle bir olmasını istemiyorum.
Bu, "İzmir köy kalmasın" rüzgarına karşı sizleri de direnmeye çağırıyorum.
EXPOnun bu halini istemiyorum.