Milli sporculuğa ilk adım
1999 yılında ailece Denizli'de yapılan Türkiye Yaş Grupları Şampiyonası'na gittik. Ailem her zaman satrançta beni destekledi. Tabii yanımda bir de satranç öğretmenim Abdullah İlhan vardı. 10 yaş kızlar kategorisi listesinde soyadım Yıldız olduğundan turnuvaya son sırada başladım. UKD (Ulusal Kuvvet Derecesi), yani turnuvalarda satranç gücünü simgeleyen puanım da yoktu. Zaten UKD o zamanlar o yaşlarda çok az kişinin sahip olduğu bir puandı.
Son maçtan önce bütün maçlarını alan tek kişi olarak lider durumdaydım. Son turda şimdi öğrencilerime anlattığım bir mat çeşidi olan "legal matı"na benzeyen bir mat temasını kullanarak, vezir fedasıyla sekiz hamlede mat ettim. Maç beş dakikadan kısa sürmüştü. Turnuva salonundan çıkınca elimdeki notasyon kağıdını (hamleleri kaydettiğimiz kağıdı) anneme uzatıp koşarak dışarı çıktım. Herkes şaşkındı; çünkü bende ne sevinç ne de bir üzüntü belirtisi vardı. Tek isteğim bir an önce koşup kartopu oynamaktı.
Ailem notasyonda sonuca bakıp rahatlamıştı. Annem, "Koş, oyna doya doya" deyip ilk kar topunu fırlattı bana.
Türkiye Satranç Federasyonu 1954 yılında kurulmuş, 1991 yılında da Gençlik ve Spor Müdürlüğü'ne bağlı resmi bir kurum haline gelmiştir. 1962 yılında FIDE'ye (Dünya Satranç Federasyonu) üye olan federasyonumuz 2004 yılında Özerklik Kanunu ile ilk özerkleşen federasyon olmuştur.