Sharm El Sheikh 2018-02-17 00:00:00
Yazar: Kemali Bülent Edalı
Kalkış iniş takımları gürültülü bir şekilde yuvalarına yerleşip kapakları kapandığında kolumdaki saat tam sabahın 02.30'unu gösteriyordu. Airbus 319 tipi uçak gürültülü bir şekilde tırmanışına devam ederken, Hava Kuvvetlerinde ki, kargo uçakları geldi aklıma. Malatya'da görev yaparken zaman zaman C-130 ya da C-160 tipi kurye uçakları ile Eskişehir'e giderdik. Pervaneli olan bu uçakların kabininde müthiş bir gürültü olurdu.
Kaptan bel kemeri ışıklarını söndürüp tekrar yaktıktan sonra güzel ve kibar kabin amirimiz kahvaltı servislerimizi yaptığında uçak homurdanmaktan vaz mı geçmişti, yoksa benim kulaklarım mı tıkanmıştı, hatırlamıyorum. Gözlerimi açtığımda uçak çoktan sessiz sessiz alçalmaya başlamıştı bile.
Ömer Şentürer kardeşim, "Seni ay sonunda Sharm El Sheikh'e götüreceğim" dediğinde hiç tereddüt etmeden "Tamam" demiştim. O her şeyi hallettmiş, bana sadece eşim Filiz ile kendi pas biletlerimizi almak kalmıştı. Filiz telefonunu uzatıp, "Ömer seninle konuşmak istiyor" dediğinde saat Çarşamba günü, gece yarısına yaklaşıyordu. "Ben bir hata yapmışım kardeşim" dediğinde, sesi biraz ürkek ve sıkıntılı idi. "Cuma günü sabah uçak yokmuş" dedi.
İzindeydim ve iznim Pazartesi günü bitiyordu. Üç gün, üç gece kalmayı planlamıştık ve her gün uçak var diye bildiğimiz için hiç daha önce kontrol etme ihtiyacı duymamıştık. "Cumartesi sabahı var mı?" diye sordum. "Varmış" deyince, "Sıkıntı yapma, Cumartesi sabah gider, Pazartesi sabah döneriz" dedim. THY'nın internet sitesinden kontrol ettiğimde, Salı ve Cuma günleri uçak olmadığını gördüm. Yapacak bir şey yoktu. Ya "İki gün için değmez" deyip vaz geçecektik ya da şansımızı deneyecektik.
Havaalanından transferimiz için Rixos Otel mini van göndermiş. 40 Euro ödedik. Resepsiyonda çok samimi ve candan karşılandık. Kayıtlarımızı yaptırıp odalarımıza geçtiğimizde, saatim Türkiye saati ile yaklaşık 05.00'i, Mısır saati ile 04.00'ü gösteriyordu. Geniş balkonlu, zevkli döşenmiş odamız, ikinci katta idi ve havuza bakan güzel bir manzarası vardı. Saat 09.00'da kahvaltıya indik. Yok yok. Kahvaltıdan sonra vakit geçirmeden sahile gittik. Kumsaldan sahile doğru baktığımızda sahil çok yosunlu gözüküyordu. İnsanlar genelde sahilden değilde, uzunca bir iskeleden denize giriyordu.
Bazı arkadaşlarım "Sharm El Sheik'e gideceğiz" dediğim zaman "Keşke ilk baharda gitseydiniz, şimdi oraları çok sıcak olur" dediklerinde biraz sıkıntılandık. Hava sıcaklığı açıkta 40 derece, gölgede yaklaşık 35 derece olmasına rağmen nem oranı yüzde 35'lerde olduğu için hiç rahatsız etmedi. Sadece bahar aylarında değil, on iki ay gelseniz çölden esen rüzgarlar sayesinde hiç rahatsız olmayacağınızın garantisini veririm.
İskeleden denize doğru giderken sahilde gördüğümüz o görüntülerin yosun olmadığını, rengarenk Mercan olduğunu fark ettik. Deniz başlangıçta biraz soğuk geldi. Ama suya girip de altındaki manzarayı görünce de çıkmak istemedim. Suyun içinde fotoğraf çeken gözlüğümle iki binin üzerinde fotoğraf çektim.
Türk Hava Yolları sayesinde Avrupa'da, Afrika'da, Asya'da bir çok yere Amerika'da bir iki eyalete, Uzak Doğu'da Singapur'a gittim. Amsterdam'a, Saraybosna'ya, Kopenhag'a, Viyana'ya, Singapur'a, Taşoz'a hayran kaldım. Her birinin kendine has bir özelliği vardı. Ama Sharm El Sheikh'in hepsinden farklı bir yeri oldu.
Yanınıza kadar çekinmeden gelip, size poz veren, çeşitli türlerde, çeşitli renklerde değişik boyutlarda onlarca balık. Kocaman bir akvaryumun içinde onları seyretmek insana müthiş bir huzur veriyor. Ege sahillerinde, Akdeniz sahillerinde, bir çok koyda denize girdim. Ama böylesini görmedim. Akşam belli bir saatten sonra iskeleden denize girmenize, şiddetli bir akıntı olduğu için izin vermiyorlar.
Her şey dahil, Rixos Otel oda fiyatı, gecelik 186 Dolar. Bodrum'da, Antalya'da ne kadar?
Havuzun içinde oturuyor, burdan istediğiniz içeceği söylüyor, yanınızdaki İngiliz aile ile sohbet ediyor, birbirinize adreslerinizi, telefon numaralarınızı veriyor, kendi şehrinize davet ediyorsunuz.
Akşam hangi lokantada, ne yiyeceğinize karar veremiyorsunuz. En az yedi restorant var. İtalyan, Çin, Hindistan, Mısır gibi tanınmış mutfaklar, yada et veya balık restoranı. Karar vermekte zorlanıyorsunuz. "İlle de balık yiyeceğim" diyorsanız, resepsiyonun oradaki makinadan bir gün önceden rezervasyon yaptırmak zorundasınız. Rakı da var.
Biz ilk gece, İtalyan Restoranı'nı tercih ettik. Yemekler, garson ve servis harika. Beş yıldız az gelir. Gündüz yorulduğunuz için, akşam da çok yemek yiyorsunuz.
Yürüyerek Hard Rock Cafe'ye gittik. Bir kaç tane rozet alıp taksiyle otele geri döndük. "Otelden çıkıp sağa dönüp yaklaşık iki kilometre sağdan yürümeniz gerekir" dediler. Ya iki kilometre değil ya da biz yorulduk. HRC'nin bulunduğu bölgenin adı Nabq. Sharm El Sheikh değil. Taksiciler ile mutlaka pazarlık yapın. On dolar, en uzak yer şehir merkezi, en fazla on beş dolar.
İkinci gün yine dokuzda kalkıp kahvaltıya indik. Saat bir buçukta Ras Mohammed Koyu'na, alt katının yan tarafları camla çevrili tekne ile, denizin içini seyretmeye gideceğimiz için direkt havuza, güneşlenmeye gittik. Ras Mohammed, doğal bir su altı parkı. Rengarenk mercanlar, balıklar. Bana göre, ölmeden önce gidilip görülmesi gereken yerlerden biri. Tur ücreti kişi başı 45 dolar.
Araçla koya gitmek yaklaşık yarım saat sürüyor. Tekneyle seyir alanına gitmek yaklaşık on, on beş dakika. Tekne, seyir alanında yaklaşık bir saat dolaşıyor. 17.00'ye doğru otelimize geri döndük. Aksam 20.30'da, sahilde balık restoranına gittik. Çeşit çeşit deniz mahsulleri, yengeçler, istakozlar, jumbo karidesler, balıklar... Seç, beğen, afiyetle ye. Ama bir önceki gece gittiğimiz İtalyan restoranından daha memnun kaldık.
Saat 22.30'a doğru otelden çıkıp yoldan gecen bir tur minibüsüne bindik. Pazarlıkla gidiş dönüş 20 dolar. Eğlence ve alışveriş merkezi Noama Bay'a gittik. Yol otelden yaklaşık bir saat uzaklıkta. Şoföre iki buçuk saat sonra gelmesini söyledik. Hayal kırıklığı. Mısır Çarşısı'nın, Laleli'nin çakması. Saat, gözlük, kıyafet, oyuncak, hediyelikler vs mağazaları. Bir yolun kenarında, kaldırımın üzerinde eğlence mekânları. Hepsinde farklı müzik. Arada bir nargile cafeleri. Umduğumuzu bulamadık. Şoförü telefonla çağırıp, yerel saatle 01.00 gibi otelimize geri döndük
Sabah saat 04.00'te otelden ayrılıp yine yoldan çevirdiğimiz bir araç ile 10 Euro'ya havaalanına gittik. Sabah 05.30 civarında kalkıp saat 08.00 civarında İstanbul'a indik. İki gün ama çok güzel bir tatildi. Mutlaka bir kez daha gelmeye karar verdik. Aklıma gelmişken; Mısır para birimi Pound. 1 Dolar yaklaşık 7,5 Mısır Poundu, 1 Euro yaklaşık 9 Mısır Poundu.
Sevgi ve Ömer Şentürer kardeşlerimize çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca Rixos Otel yöneticilerine ve tüm otel çalışanlarına da çok teşekkür ederiz.
Yeni bir gezide görüşmek üzere... (29/30 Haziran 2014)