Yazar Osman Akbaşak kitaplarını imzaladı 2022-04-03 15:00:00
Kent-Yaşam yazarı İnşaat Mühendisi Osman Akbaşak, Alsancak'taki Yakın Kitabevi’nde düzenlenen imza gününde kitaplarını imzaladı, okurlarıyla söyleşti. Yazın dünyasından dostları, arkadaşları, meslektaşları, “Sular Çekilirken” adını verdiği yedinci romanının yanı sıra “Milli Mücadelede Beykoz”, “Şafak Baskını”, “Güneşe Doğru”, "8500”, "Güneşe Çağrı (Aristonikos İsyanı)”, “Barışın Renkleri” kitaplarını imzalayan Akbaşak'ı yalnız bırakmadı.
Osman Akbaşak kimdir?
1953 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Bölümü’nden 1975 yılında İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu.
2009 yılından 2016 yılına kadar İzmir Sky TV’de “Geçmişten Geleceğe Kent ve Yaşam” programını hazırladı ve sundu. Sanatçı İnşaat Mühendisleri Grubu Etkinlikleri (SİMGE) ve EKİN Yazın Dostları Grubu üyesi.
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda İstiklal Madalyalı köy imamı olan dedesi Ağababa’nın yaşam öyküsünü 2010 yılında “Ağababa – Cumhuriyet’in İmamı” adıyla “Milli Mücadelede Beykoz” üçlemesinin ilk kitabı olarak romanlaştırdı. 2013 ve 2015 yıllarında da Ulusal Kurtuluş Savaşı’nda Beykoz’da geçen gerçek olaylardan yola çıkarak “Şafak Baskını” ve “Güneşe Doğru” romanlarını yazdı.
Konusu İzmir’de geçen, arkeoloji ve bilim kurgu karışımı “8500” romanı “Arkeopark İzmir’den Düş Yolculukları” üçlemesinin ilk kitabı olarak 2016 yılında yayımlandı. Üçlemenin ikinci kitabı Güneşe Çağrı (Aristonikos İsyanı)” adlı romanı 2019 yılında okurla buluştu. “Barışın Renkleri” adlı Kıbrıs romanını 2020 yılında yayımladı. 2021 yılında yedinci romanı “Sular Çekilirken” yayımlandı.
SİMGE’nin “Şantiye Öyküleri”, “Mühendisçe Sanat” ve “Yaza Çize On Yıl” adlı ortak kitaplarında öyküleri yayımlandı. SİMGE’nin dördüncü ortak kitabı “İnşaat Mühendisi Şairler” Nisan 2015’te çıktı.
“Sular Çekilirken” kitabının konusu
Akbaşak’ın “Sular Çekilirken” adlı kitabının konusu şöyle: Uğradığı deprem felaketinde evinin yıkıntısından yaralı kurtulan bir inşaat mühendisi doğup büyüdüğü kasabasına döner. Burada yine bir felaketle karşı karşıya kalır: Gölleri ve dereleri kurumaktadır.
“Sevgili ülkem, senin için çok daha fazla şeyler yapmak, emeklerimizin karşılığını görmek isterdik” diyen yazar Osman Akbaşak, çevre romanının sunuş yazısında şöyle diyor:
“Bugün kuraklıktan değil, masmavi göllerimizden, uçsuz bucaksız ormanlarımızdan, insanların deprem korkusu olmadan yaşadıkları kentlerden, dere yataklarından uzak, güvenli köylerden söz etmek isterdik. Çocukluğumda olduğu gibi, dünyanın kendi kendine yeten ülkelerinden biri olmak isterdik. Kentlisi kentinde, köylüsü köyünde mutlu olsun isterdik. Sevgili ülkem, bizi bağışla…”