Malum dava, malum hareket
Çünkü; daha önce de söylediğim gibi, ulusal düzeyde yapılan kamuoyu yoklamalarında Türk halkının siyasete ilişkin beklentisi çok net. Yüzde 40'ı yeni bir parti, 49'u ise yeni bir lider bekliyor. Tüm bu araştırmaların yerel seçim sonuçlarıyla örtüşmesi de hem yeni parti hem de yeni lider çıkarmaya dönük hareketleri arttırdı.
Demokrat Parti'de yorgun kıratın üstüne Demirel'in sağ kolu Hüsamettin Cindoruk'un binmesi, Ecevit'in "ak güvercin"ini uçurma görevinin DSP'de Masum Türker'e verilmesi ve AKP'nin doğrucu Davut'u Abdullatif Şener'in partisini kurması...
***
Şimdilerde "kim tutar toto" oynayan halkımız, yeni oluşumlardan çok da ümitli değil. Çünkü yeni diye yutturulmaya çalışılanın aslında eskinin biraz makyaj yapılmış hali olduğunu biliyor.
Yılların kurdu Cindoruk'un yarım kalmış ANAYOL'u tamamlama, kimilerine göre "iki ölüden bir diri çıkarma" çabaları, Mardinli Masum Türker'in kanadı kırık güvercini yeniden havalandırma girişimi belirli bir kesim tarafından izlense de Şener'in Türkiye Partisi kadar heyecan yaratmadı. En azından bende. Şener yapılanmasının alternatifsizlik girdabında inleyen Türk siyasetine yeni bir soluk getirebileceğini düşünüyorum.
AKP'nin "Doğrucu Davut"u olarak öne çıkan, CHP Lideri Deniz Baykal'ın Köşk'e layık görüp, işaret ettiği Şener, bu yönleriyle sola da sağa da mesaj gönderebilen bir siyaset adamı.
Mütevazi yaşantısıyla Kemal Kılıçdaroğlu kadar halkçı bir görüntü çiziyor.
Galataport skandalında ortaya koyduğu tavır, Başbakan ve avenesinin çizdiği pembe ekonomik tablolara yönelik sert eleştirileriyle halkın gönlünde belirli bir yer edinen ve belki de bu nedenle Erdoğan'ın gözden çıkardığı Şener'in siyasal hareketinin, sağlam temellere oturması halinde, Türk siyaseti için bir alternatif teşkil edebileceğini düşünenlerdenim.
***
Ancak, Şener'in AKP'den ayrılışından sonra temasta olduğu isimler ve partisine koyduğu isim nedeniyle bazı soru işaretlerim de yok değil. Umarım yanılan ben olurum.
Yaklaşık iki yıl geriye gidelim. Haziran 2007'ye... O tarihlerde Şener Başbakan Yardımcısı. Ama AKP ile yolları ayıracağının işaretlerini veriyor. Aynı tarihlerde ülke genelinde siyasallaşma çabaları güden bir yapı var.
Adı Türkiyem Platformu. Platformu siyasi partiye dönüştürmek için İzmir başta olmak üzere ülke genelinde ciddi toplantılar yapılıyor. Ve Haziran 2007'de platform ikinci büyük kongresini topluyor. Ve siyasi partiye dönüşme kararı alıyor.
Bakınız kimler var o hareketin içinde?
Danışma Kurulu'nun Başkanı Mustafa Özbek. Malum davadan yargılanıyor. KKTC 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, emekli Orgeneral Hurşit Tolon (Malum davadan yargılanıyor)
Eski bakanlardan Enis Öksüz ve Şerif Ercan, eski milletvekillerinden Mustafa Dağcı, Mustafa Nazikoğlu, Rıfat Yüzbaşıoğlu, Osman Ceylan. Şu Çılgın Türkler kitabının yazarı Turgut Özakman, eski müsteşar Aytun Çıray, Mustafa Kafalı, Eyüp Aktepe, Reşat Genç gibi Profesörler. Gazeteci Mustafa Balbay (Malum davadan yargılanıyor), Uğur Civelek, Cengiz Savaşeri, Ferruh Sezgin de "Danışma Kurulu'nda görev alanlardan.
İzmir temsilcisi, yani kurulacak partinin il başkanı da belli. Eski MHP'li Naşit Birgüvi. ATO Başkanı Sinan Aygün'ün de TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun da harekete destek verdiği biliniyor.
Hatta o günlerde ülke genelinde çok meşhur olan Avukat Kemal Kerinçsiz (Malum davadan yargılanıyor) de bu hareketin İstanbul yönetiminde.
167 kişilik Danışma Kurulu, komisyonlar halinde kurulacak partinin tüzük ve programını hazırlıyor. Ve yetkili ağızlardan yapılan açıklamada ise kurulacak partinin adının "Türkiyem Partisi" olacağı belirtiliyor.
Ancak genel başkan kim olacak? Sorusuna yanıt bulunamadığı ve hareketin içindeki bir takım isimlerin farklı siyasi partilerden adaylık teklifi almaları üzerine hareket siyasallaşmadan dağılıyor. Hareketin öncülerinden bir bölümü "malum dava"nın önemli sanıkları olarak hakim karşısına çıkıyor.
O günlerde Türkiyem Platformu ve Türkiyem Partisi hakkında çok sayıda makale ve haber yaptığımız için iki hareket arasındaki benzerliğin altını ister istemez çiziyoruz.
Umarım halen TOBB Üniversitesi'nde derslere giren Şener'in siyasal hareketiyle, iki yıl önceki "malum hareket" arasındaki benzerlik sadece isimden ibarettir. Malum davaya taraflı baktığım için değil... Ama en azından bu hareketin "malum dava'nın gölgesinde kalmasını istemediğimden...
"Ne alakası var canım? Türkiyem Partisi, RP'nin yenilikçi kanadından kopan, MÜSİAD'çılar tarafından 1998'de kurulup, 2001'de kendini fesh eden eski bir partiydi" diyenleriniz de olabilir. O da doğrudur.
Ey Türk gençliği!