kent

Ercan Sever

Hava bahara döndü, kaldırım ve sokak işgalleri başladı

Yazar: kent
Hava bahara, yaza dönüştükçe İzmir'in sokaklarında farklı bir hareketlilik başlar. Bu hareketlilik Haşmet Babaoğlu'nun Ege'deki bahar tasvirlerinini dışındadır. Kışın hava koşulları ile gerçek mekanlarına çekilmek zorunda kalan bir kısım esnaf, sokak ve caddelerde parselasyon işlemine başlar. Öyle aplikasyon krokisiydi, tapuydu uğraşmaya gerek yok, tek kriter atabildiğin kadar masa, sandalye at, yayılabildiğin kadar yayıl. Yayaları düşünmeye gerek yok, onlar zaten zarif beden hareketleri ile caddelerde akan trafiğin arasında süzülüyorlar. Kaldırım dediğin nedir ki, bir kısım esnaf için kaybedilmiş vatan toprağı.

Huruç hareketinin zirve yaptığı muhasara bölgelerinin başında Alsancak, Çankaya, Konak, Bornova, Balçova, Karşıyaka gelir. Kaldırımları geri vermemecesine vatandaşın elinden almak, bir kısım esnaf için Kanije, Plevne müdafaası gibi kutsal ve ulvidir. Mahçup davranmaya, bir iki masa atarak geçiştirmeye gerek yok. Öyle yayılacaksınki kaldırıma yaya geçişi için en küçük açık, gedik bırakmayacaksın.

Bir kısım esnafımız kaldırıma, sokağa, caddeye yayılma konusunda cevvaldir, ısrarcıdır, tavizsizdir. Velakin belediye ise bir o kadar isteksiz ve çaresizdir. Gariban çiftiçiye kimsenin bakmadığı Hazine arazisinde ürün yetiştirdiği için ecrimisil faturası çıkaran devlet, kentin en mevki bölgelerinde ticaret yapanlara karşı sınırsız hoşgörülüdür.

Daracık sokak ve kaldırımlarda işgalci bir kısım esnafın yer verdiği ölçüde ilerlemeye çalışırken çarptığınız omuzlar sizi rugby oyuncusu kıvamına sokar. Aldığınız omuz darbeleri sizi her an bir spor müsabakasına hazır kılar. Karşınıza çıkan masa, dolap, sandalyelerden yılar ve kendinizi araç trafiğine bırakırsınız. Araçlar ile trafikte ürkek şekilde ilerlerken aldığınız korna uyarılarına karşı duyarsızlaşırsınız. Hiç önemli değil, bir kısım esnafımızın ticaretine katkı için bu fedakarlık ne ola ki!

Kızma Hıncal Uluç, bi dinle!

Şimdi konu kaldırım, sokak işgaline karşı çıkmak olunca büyük tepki Hıncal Uluç'tan geliyor. Hıncal Uluç, gittiği şehirlerde yerel yöneticileri, kaldırım işgaline izin verip vermeme durumuna göre değerlendirir. Eğer yaya yolları, kaldırımlar işgal altındaysa o beldenin belediye başkanına yıldızlı pekiyileri cömertçe verir. Hıncal Uluç, kaldırım işgaline sık sık Avrupa başkentlerini örnek göstererek meşrulaştırır. Fakat Uluç, İzmir'in daracık sokak ve caddeleri ile Paris'in, Prag'ın geniş cadde ve bulvarlarını hep karıştırır.

İzmirliler hayatı sokakta, balkonda yaşamayı sever ama bu sevgi nüfusun ve binaların bu kadar yoğun olmadığı dönemlerde kaldı. İzmirli artık kaldırımların, sokakların asıl sahibine yani kendisine terk edilmesini istiyor.





Bu Kategorideki Diğer Haberler

Hakkari şarapçılığı ve Asuri şarap kültürü

Akdeniz havzasında şarap ve şarapçılığın tarihiyle ilişkilendirilmeyen ulus veya uygarlık yok gibidir. Neredeyse bu coğrafyanın tüm ulusları şarapçılık tarihinin kendileriyle başla... Devamı

Tarihte Moğol Yağmacıların Yapamadığını Defineciler Yapıyor

Uygarlık tarihinin zengin coğrafyalarından birinin üzerinde yaşıyoruz. Onlar hatta yüzlerle ifade edilebilecek, toplum, ulus, uygarlık ve devletin yaşadığı, hüküm sürdüğü Anadolu co... Devamı

Anadolu tarihinde Süryani ve Ermeni kadınların türküleşen dramları

Türkü sevsin veya sevmesin herkesin duyduğunda mırıldanarak eşlik ettiği bazı türkülerin, popülaritesinin ötesinde derin anlamlar taşıdığını biliriz. Bireyin veya toplumun yaşadı�... Devamı

Sümer Türkmenleri, Akad Türkçesi, Türkler'in uzaylı ataları

Ulusçu fanatizm, dinci fanatizm ile aynı genlere ve karaktere sahiptir. Her iki akım da, akıl dışı savrulmalara açık, mistik, mitolojik ve ezoterik kurgular ile uygarlığa giydirilmeye çal... Devamı