Yılmaz Öğretmen - Mustafa Balbay 2025-06-24 09:26:57
Yazar: Osman Akbaşak
İzmir Kültürpark'taki İzKitap Kitap Fuarı’nın daha doğrusu kitap sergisinin üzerinden birkaç ay geçti. Üzerinde yazılacak şeyler var ama bu yazının konusu o değil. Elbette her zaman olduğu gibi bir kitap... Hepinizin tanıdığı Mustafa Balbay ile karşılaştığımız yerde muhabbet edecek kadar bir yakınlığımız var. İzkitap’ta imza standında da karşılaştığımda kitap imzalatanlardan vakit bulduğumda bir iki dakika da olsa güncel olaylardan, sağdan soldan konuşuyorduk. Arada bir de kitap imzalatan okurlarına önündeki bir kitabı anlatıyordu.
Bugüne değin Mustafa Balbay’ın çeşitli köşe yazılarından, gezilerden oluşan kitaplarını görmüş bir kısmını da okumuştum. Anlattıklarını dinlerken hem kitabın adı hem de söyledikleri dikkatimi çekti. “Yılmaz Öğretmen” özellikle atanamayan öğretmenlerin yaşadığı zorluklardan yola çıkarak yazdığını, kendisine gelen iletileri değerlendirdiğini duyunca ilgimi çekti, ben de imzalatarak aldım.
Birçoğumuz için olduğu gibi öğretmenlik benim en değer verdiğim en saygı duyduğum meslek. Birçok yerde sözünü etmişimdir, ilkokulu öğretmenlerimden bir tanesini unutmam mümkün değil. 60 yıl geriye giderek Köy Enstitüsü mezunu Alaattin Demir öğretmenimi bu vesileyle sevgiyle, saygıyla anıyorum. İçinde yaşadığımız günlerde öğretmenlerimiz, atanan ya da atanamayan yaşadıkları zorluklarla gündemimizin sürekli olarak içindeler. Ben torunlarım nedeniyle birçok öğretmenle karşılaştım. Bugüne değin gördüklerim hep çok iyi öğretmenlerdi.
Örneğin daha birkaç gün önce torunlarımdan birinin mezuniyet töreninde müdür hanımın kısa konuşmasından sonra kendisini kutladım. Daha önce hiç tanışmamıştık, sadece yanına gittim şöyle dedim:
“Sizi kutluyorum. Öncelikle ulusal marşımızdan önceki saygı duruşunda ti müziğini çaldırmadığınız için. İkincisi de kendinize 'müdire hanım' değil 'müdür hanım' dedirttiğiniz için...”
Daha önceki öğretmenleri de Cumhuriyet’e sahip çıkan Atatürkçü öğretmenler olduğu için hiç tanımadığım halde yanlarına gidip kutlamıştım.
Elbette benim konuştuklarım yerlerini bulan görevlerini girdikleri gibi yapma özgürlüklerini yaşayan öğretmenlerdi, yani atanabilen ve bilinçli, bilgili, kültürlü öğretmenler. Bir de günümüzde atanamayan öğretmenler sorunu var. İşte Mustafa Balbay, “Yılmaz Öğretmen” kitabında bu öğretmenlerden birini anlatıyor.
Bazı kitaplar vardır edebiyat şaheseri olarak değerlendirirsiniz. Bazı kitaplar vardır okuduğunuzda yaşamın gerçeklerini görürsünüz, bilgilenirsiniz. Roman kahramanlarının yerine gün gelir acı çeker gün gelir mutlu olursunuz. Yılmaz Öğretmen hem roman olma değerlerini içeriyor hem de gerçek hayatta yaşananları okura ortak ediyor.
Eğitimin sorunları günümüzde sadece atanan, atanamayan öğretmenler değil, eğitimin kalitesi, eğitim sisteminin niteliği, bağımlılığı, x kuşağı, y kuşağı, z kuşağı derken öğrencilerin eğitime bakışı, gençlerin arasındaki iletişim ya da iletişimsizlik, çağımızın başının belası olan uyuşturucu bağımlılığı, hepsi belki en sert ama en gerçeği haliyle okura aktarılmış. Elbette bu arada öğretmenler arasındaki ayrışma da göz ardı edilmemiş. Sisteme uyan, uymak zorunda kalan öğretmenler ve sisteme rağmen kendini bir şeyler yapmak durumunda hisseden ama bedel ödeyen öğretmenlerin hepsinin bir arada nasıl yaşadıkları okura aktarılmış.
Arada Yılmaz Öğretmen’in eski bir öğretmeninden (Benim az önce sözünü ettiğim ilkokul öğretmenim gibi) destek görmesi, sıkıntılarını paylaşması, geleceği umutlarını beslemesi çok değerli. Eminim Yılmaz Öğretmen’i okuduğunuzda sizler de eski öğretmenlerinizi anımsayacaksınız.
Öğretmen görevini yapıyor olsa da hepimiz gibi insan... Sever, sevda çeker... Romanların olmazsa olması insan sevgisidir, aşktır. Mustafa Balbay sevgi ögesini de romana çok güzel yerleştirmiş. Duygusallığıyla, çekilen acılarıyla ve hatta burada yazıp da açık etmeyeyim, çok klişe de olsa yaşamın gerçekleri ile yüz yüze kaldığında mesleği ile sevgisi arasında neler yaşadığını ancak okuyunca görebilirsiniz.
Öğretmenlerimi zaten çok severdim, bu kitaptan sonra daha çok sevmeye başladım. Onlar çok dert çekiyorlar, çok sıkıntıları var. Bu kitabı okuyarak hiç olmazsa dertlerini ortak olmaya çalıştım.
Teşekkürler Sayın Mustafa Balbay, kalemine sağlık...