Efsane öğretmen Fikri Şenürkmez 2025-08-01 18:00:00
Yazar: Orhan Beşikçi
İzmirlilerin yakından tanıdığı müzik öğretmeni Fikri Şenürkmez’i değerli eşi Merzuka Şenürkmez’e sordum.
- Müzik öğretmeni Fikri Şenürkmez’i sizden dinleyelim.
- Fikri Bey’in ailesi, Emir Sultan Tekkesi’nin ( Zaviye) türbedarıydı. Kendisi 1919 yılında bu tekkede dünyaya geldi. Nüfus kâğıdında doğum yeri olarak Pazaryeri Mahallesi yazılıdır. Tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından, ailesi türbenin üst kısmında, küçük bir meydana bakan kiralık bir eve taşındı
- Küçük meydan dediğiniz yer Taşlıçeşme Sokağı olabilir mi?
- Evet, Taşlıçeşme Sokağı’nda oturuyorlardı. Tanıştığımız yıllarda da oradaydılar. Hüseyin Baradan’ın annesi Zeynep Hanım’la duvar komşusuydular. Hüseyin Baradan’ın amcası, Ümran Baradan’ın babası olan bestekâr Ali Ulvi Baradan’dı. Hatta onun bir şarkısının notalarını Fikri Bey yazmıştı. Hüseyin Baradan ise meslek hayatına gazetecilik ve fotoğrafçılıkla başlayıp sinema ile devam etti.
Fikri Bey’in babası Şerif Şenürkmez, Bulgaristan’ın Razgrad bölgesinden göç etmiş bir saraç ustasıydı. Emirler Çarşısı’nda saraçlık yaptı. Fikri Bey, biri kız olan üç kardeşin en küçüğüydü. İlkokulu Yıldırım Kemal’de okudu. Babasının yanında saraçlık yapmayı denedi ama gözlerindeki katarakt nedeniyle devam edemedi. İstanbul’da ünlü doktorlara muayene oldu, “Böyle idare etmek zorundasın” dediler. Kalın camlı gözlüklerle hayatını sürdürdü.
- Müzik yaşamına nasıl başladı?
- Saraçlığı bırakınca, babasının arkadaşı keman öğretmeni Vasfi Çınlar’dan ders aldı. Daha sonra Ferit Hilmi Atrek, Muhlis Sabahattin gibi önemli müzisyenlerle çalıştı. İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü’nün sınavını kazanarak müzik öğretmeni oldu. Yıldırım Kemal İlkokulu Müdürü, “Fikri, sen artık burada mandolin dersi ver” deyince, 1937 yılında öğretmenliğe başladı. Ardından Misak-ı Millî, Şehit Fethi Bey ve Oltu gibi birçok okulda görev yaptı. Akordeon çalmada da oldukça başarılıydı. (Fotoğraf: Kemal Begtaş arşivi)
- Fikri Şenürkmez, tekke müziğinden etkilenmiş olabilir mi? Basmane’deki 961 Sokak’taki evinizi bana, eşinizin öğrencilerinden, Yıldırım Kemal İlkokulu ve Mülkiye mezunu emekli bankacı Ramazan Emel Taşöz göstermişti.
- Fikri Bey’in, dört yaşındayken Emir Sultan Tekkesi’nde elinde halile (vurmalı çalgı) ile çekilmiş bir fotoğrafı var. Basmane’de, Osmanzâde Yokuşu’ndan sola dönünce, Altınordu Spor Kulübü’ne yakın bir evde üç yıl yaşadık. Ardından Bahçelievler’de daha ferah bir eve taşındık ve on yıl boyunca orada oturduk. (Emir Sultan Tekkesi - Fotoğraf: Atilla Özdemir)
- Altınordu Spor Kulübü’nde müzik dersleri?
- Uzun süre Altınordu Spor Kulübü binasında müzik dersi verdi. Tenis Kulübü’nde Altınordu için düzenlenen bir mandolin gecesine katıldı. O yıllarda televizyon olmadığı için konserler büyük ilgi görürdü. Bayraklı, Karşıyaka, Alsancak ve daha birçok yerde konserler verdik. Fuar dönemlerinde Açık Hava Tiyatrosu'nda korolarla sahne alırdık. Bir gün, Avni Dilligil ile Salih Tozan bize gelen kalabalığı görünce “Keşke tiyatromuza da bu kadar insan gelse” demişlerdi.
- O dönem Basmane nasıldı?
- Yakınımızda Cem, Atlas ve Lale sinemaları vardı. Çorakkapı’daki Ali Ulvi’nin bahçesi çok meşhurdu, Cemal Reşit Rey, bazı operacılar ve Hacer Buluş gibi sanatçılar sahne alırdı. Dönertaş Sebili’nin üzerindeki Tilkilik Halkevi’nde çocuklara kurslar verilir, dans gösterileri düzenlenirdi. Basmane’de Buzcu Fethi’nin mandırasından ayran içerdik, lokmalarımızı, baklavalarımızı ve sünnet ikramlarımızı oradan temin ederdik. Fikri Bey’i semtte tanımayan yoktu. Belediye başkanları bile konserlerimize katılırdı. Ben de konserlerde solistlik yapardım, yerli ve yabancı şarkılar söylerdim. On iki kişilik grupla Ankara Radyosu’nda konser verdik. Mandolin topluluğumuzla birçok programda yer aldık. Halkevleri etkinliğinde sahneye çıktık. Elhamra Sineması ve Türkocağı binasında konserlerimiz oldu. (Fotoğraf: Altınordu Mahallesi 961 Çıkmazı’nda Şenürkmez ailesinin oturduğu ev)
- Bir fotoğrafında Fikri Şenürkmez sünnet düğününde mevlit okurken görülüyor.
- Sesi çok güzeldi. Şeyh Camii’nde, özel toplantılarda ve düğünlerde mevlit okurdu. İzmir Radyosu açıldığında ilk yayını biz yaptık. Rüştü Şardağ, Mehmet Kasabalı, Yusuf Nalkesen, Avni Anıl, Naci Gündem, Arif Sami Toker, Mümtaz Uygun gibi isimlerle tanışırdık. Dario Moreno’yla da çalıştı. Bir gün Kübana’da karşılaşıp kucaklaştılar. Gönül Yazar gibi başarılı öğrencileri oldu.
- Biraz da sizi tanıyalım?
- 1933 tarihinde Cumhuriyetin 10. Yılında doğdum. Eşrefpaşa’da büyüdüm. Tınaztepe Okulu’nda okurken Fikri Bey sesimi fark etti. “Ayağa kalk, bakayım” dedi. Ardından “Hadi söyle”. O günden sonra beni hiç bırakmadı. Orkestrasıyla düğünlerde, nişanlarda, sünnetlerde müzik yapardı. Benim de sesim güzeldi. Halamın nişanında çalmasını rica ettim, geldi ve çaldı, çok güzel bir gün oldu. Dedem hakimdi, onun babası İştip Tekkesi’nin şeyhiydi. Dedem, “Rumeli şarkılarını biliyor musunuz?” diye sordu. Fikri Bey akordeonu ile birkaç parça çaldı. Babam para teklif etti, kabul etmedi. Çok vefalı ve tokgözlü biriydi. İki kardeş birlikte ders alıyorsa birinden ücret alır, diğerinden almazdı. Öğretmen çocuklarından ücret almazdı.
- Şarkıları kayıt altına alındı mı?
- İstanbul’a gidip plak piyasasına açılmadı. Gazinolarda, barlarda sahne almadı. İlkelerine bağlıydı, çünkü öğretmendi. İzmir’de iki tango plağı kaydetti. Bu plakları Amerika’da yaşayan bir arkadaşının kızı için verdik, şu an elimizde yok. Televizyon programlarına çıktı ama ölümünden sonra kayıtları sorduğumuzda “Sildik” dediler. Çok üzüldüm. İzmir sevgisini anlatan sözleri Sema Kumbara’ya ait bestelerinden birini hâlâ hatırlıyorum.
İzmir’e Hasret
Kim alır içimden İzmir sevgini
Her taraf çiçeklik, yolların bahar
Değişmem cihana İzmir ben seni
Alevli güllerin, yolların bahar.
Göklerin lekesiz, suların berrak
Çamların tığ gibi, kuşların şakrak
Kültürpark’ın şirin, Fuarın ne hoş
Bir lâhza kalamam İzmir’den uzak.
- Fikri Şenürkmez ile ilgili başka neler söylemek istersiniz?
- Öğrencileri ve çevresi onu çok severdi. İyi bir insan, iyi bir eşti, çok çalışkandı. Çalarken şarkı da söylerdi. Bestelerini notaya almıştı. “Emekli olayım, hepsini düzenleyip arşiv yapacağım” derdi. Çeşme’deki evimiz denizin üzerindeydi, rahat edecektik. Ellinci sanat yılı için hazırlık yapılmıştı ama sabah kalp krizi geçirip akşamüstü vefat etti. Mezarı Işıkkent’tedir. Ölümünün üzerinden 38 yıl geçti. Bir kızım ve bir oğlum var. Oğlum Murat Şenürkmez ses mühendisiydi, o da hiçbir hastalığı yokken babası gibi kalpten vefat etti. Kızım Dilek Şenürkmez mütercim, Almanya’da yaşıyor. On yaşında Ege adında bir torunum var. Piyano ve org çalıyor. Okul konserinde tek başına Türk Marşı’nı çaldı.
- Değerli Merzuka Hanım, eşiniz Fikri Şenürkmez’i saygı ve rahmetle anarken, size ve ailenize sağlık ve uzun ömürler diliyorum. Tanışmamıza vesile olan Mustafa Asım Boyacıoğlu’na, manevi kızınız viyola sanatçısı Ayşegül Ercan’a. Fotoğraflarıyla katkıda bulunan Kemal Begtaş ve Atilla Özdemir’e. Söyleşiyi belgeselleştiren İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanlığı, Kültürel Mirasın Yönetimi ve Tanıtımı Şube Müdürü Ayşegül Güngören ile çalışma arkadaşlarına teşekkür ediyorum.
Öneri: 1937 yılından itibaren görev yaptığı okullarda kurduğu koro ve mandolin orkestralarıyla çocuklara ve gençlere müziği sevdiren, millî bayramlar ile özel günlerde İzmirlilere coşku ve moral aşılayan, müzik eğitimcisi Fikri Şenürkmez adının, doğduğu Basmane sokaklarında yaşatılmasını önermekle kalmıyor rica ediyorum.
Not: 1921 yılında Emirsultan Zaviyesi’nde, Şeyh Hüseyin Efendi’nin huzurunda, aralarında Şeyh Rakım Efendi’nin (Bestekâr Rakım Elkutlu) de bulunduğu bir grup tarafından “kurtuluş duası” gerçekleştirildi. İşgal altındaki İzmir’in kurtuluşu için yapılan bu dua, kentin acısını paylaşan İzmirlilere moral verdi. (*) Bu tarihî gün, Şenürkmez ailesinin türbedarlık yaptığı döneme rastlar.
Kaynaklar:
(*) 26 Mayıs 1337 / 1921, 368 numaralı Sada-yı Hak Gazetesi, APİKAM.
Necmi Ülker, İzmir’de Türk Mührü Şenocak Yayınları: Emir Sultan Dergâhı Haziresi Mezar Kitabeleri, s. 50.
“İzmir’de millî mücadele yıllarındaki hizmetlerinden dolayı iki şeyhe maaş bağladı. Rifâî şeyhi Hüseyin Efendi ile ağabeyime maaş bağlamıştı. Maaş 75 liraydı. Fikri Şenürkmez, Hüseyin Efendi’nin torunuydu.”
Yard. Doç. Dr. Ünal Şenel, İzmir’de Mevlevilik ve Tasavvuf Çevrelerine Dair, Kadem Musiki ve Edebiyat Dergisi, Sayı 10, Kış 2013.